Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bu durumun pek çok insanın başına geldiğini gördük. Sana haber vereyim ki o felâketi yaşayanlardan biri de benim. Musibet adeta üzerime üşüştü. Şöyle ki: Bir zamanlar Nu'm adlı bir cariyeme delicesine sevdalandım, müthiş bir aşkla bağlandım. Ondan daha güzeli hayal dahi edilemezdi. Fiziği de, ahlâkı da mükemmeldi. Benden önce başka erkek tanımamıştı. Birbirimize olan sevgimiz karşılıklı ve kusursuz bir şekilde tatmin ediciydi. Derken kader onu elimden aldı, geceler ve günler onu götürdü. Sonunda o, toprakla taş ikilisinin üçüncüsü oldu. Öldüğünde yirmi yaşında bile değildim, onun yaşı benimkinden de azdı. Yedi ay boyunca elbise değiştirmedim, normalde gözlerim gözyaşı dökmekte cimriyken o süre boyunca yanaklarım hiç kurumadı. Her şeye rağmen şu ana kadar vallahi hâlâ teselli bulmuş değilim. Eğer bunun için bir fidye mümkün olsaydı, bana atadan kalan mirası, kendi kazandıklarımı ve hatta bedenimin en değerli organını tereddüt etmeden verir onu geri alırdım. Ondan sonra hayatımın pek neşvesi kalmadı. Hatırası beni hiç terk etmedi. Onun gibisini bir daha bulamadım. Ona olan sevdam ondan öncekileri silip attı, ondan sonrakileri de bana haram etti. Onun hakkında yazdıklarımdan iki beyit: Doğan güneş kadar pırıl pırıl, tertemiz bir kızdı, Diğer kadınlar onun yanında sadece yıldızlardı. Onun aşkı kalbimi sinemden bir kuş gibi uçurdu, Kalbim artık hiçbir dalda eğleşmedi uçtu durdu. Kendisi için yazdığım bir ağıttan: Büyülerini kalplerin düğümlerine üfleyen O büyülü sözlerine hiç doyamadım ki ben! Ah kalmadı artık benim hiçbir umudum, Halbuki onca umutlarla dopdoluydum! Yine ondan: Ben gezinirken sevdanın tâ zirvelerinde, Hanfendiler aşkımı umursamadılar bile. Ben ayrılıp gidince yeminler ediyorlar, Ne yazık ki, yalan yere and ediyorlar!
Sayfa 162 - SUFİ KİTAP / AYRILIKKitabı okudu
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.