Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

280 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 günde okudu
Küçük ağaç, güzel ağaç, mutlu ağaç, yürekli ağaç, doğayı gönlüyle anlayan ruhuyla hisseden hisli ağaç.....Adına ne derseniz deyin... 5 yaşında annesini babasını kaybetmiş, büyütülmek üzere büyükanne ve büyükbabasının yanına gelen Küçük Ağaç, aslında kitabımızın yazarı olan Forrest Carter'ın ta kendisi, kendi hayat hikâyesi, acıları, anıları, hüzünleri, mutlulukları.... ABD 'de yaşayan bir yerli kabile olan Çerokilerin acı hayatlarından geriye kalmış yerli bir aile, hayata tutunma çabaları, hayattan koparılmaya çalışılmaları ve aradaki insan üstü mücadele... Küçük Ağaç büyükanne ve büyükbabasının yanına sığındıktan sonra , Küçük Ağaç'ın eğitimi artık bu yaşlı çiftimizin boynunun borcudur. Ama nasıl bir eğitim?... Asla emrivaki olmayan, bizim Montessori diye ölüp bittiğimiz, yani yaparak yaşayarak öğrenmenin modern insanın koruyucu dürtülerinden kurtulup bir türlü beceremediği doğal öğrenme sürecinin ta kendisi. Büyükbaba kuşaktan kuşağa kedisine geçen yaşam felsefesini bir bilge edasıyla Küçük Ağaç'a aktarır, yaşamın her alanında, yaşının küçüklüğüyle orantılı olarak ruhunu ve bedenini yormadan,onu ürkütmeden korkutmadan ona yaşam becerileri kazandırır. Ne kadar da geri kalmış bu yerliler değil mi(!). Okurken beyaz adamın moderliğinden utandım , çocuklara bilgi hamallığı yaptırmaktan başka birşey yapmadığımızı bir öğretmen olarak bir kez daha üzülerek hissettim.... Büyükbaba ve büyükanne minik kahramanımıza acı dolu geçmişlerini de öğretir.Zira onlara göre " Geçmişi bilmezsen bir geleceğin olmaz çünkü...." Beyaz adamın zorla onların zengin toparlaklarına sahip olma isteği karşısında, göç etmeye sürüklenen kabilenin verdiği kayıplar, acıları, yerinden yurdundan edilen insanların göç esnasında yaptıkları ölüm yürüyüşleri, gözyaşı yolu.....Hepsi Küçük Ağaç'a öğretilir... Yerlilerle ilgili kitapta hayran olduğum diğer bir özellik ise doğa insanı olmaları. Toprak ananın onalara neler vereceğini , " gereksindiğinden fazlasını almaması" koşuluyla doğanın onalara ne kadar cömert davranacağını, kuşların konuşmalarını, ağaçların sohbetlerini, toprağın isteklerini, suyun serinliğini tüm vücuduyla hissedip, anlayıp, ve dahi ona cevabını bedeniyle yüreğiyle ileten bir grup insan düşünün. Acaba biz modern (!) insanlar açgözlülüğümzün nefsimizde açtığı derin boşlukları doldurmak için doğayı vahşi ellerimiz, keskin dişlerimizle tahrip etmiş olmasaydık, bugün yaşadığımız onlarca felaketi hak etmezdik belki de... Kitabın beni en çok etkileyen kısmı ise, Küçük Ağaç'ın yasa eliyle büyükanne ve büyükbabasından alınıp yetimhaneye verildiği bölümlerdi. Okurken insanlığımdan utandığım cümlelerle Küçük Ağaç 'a sözde eğitim vermeye çalışan kravatlı insanların ne denli zalim olduklarını iliklerime kadar hissettim. Irkçılığın, kendi dininden olmayana hoşgörüsüzlüğün, küçük bir çocuğa dahi merhameti olmayan insanlarıyla adı özgürlükler ülkesi (!) olan bir cehennemde, sadece yaşamaya çalışmanın Küçük Ağaç'ın minik yüreğine ağır gelen yanları.... Hepsi çocuk dilinden, çocuk yüreğiyle, masumluğun baş tacı olduğu cümlelerle anlatılmış...Anlatmış ki insanın insana, insanın doğaya zulmettiği bu çağda, kendi önyargılarınızı yıkın da, o yıkıntılar arasında barışı, huzuru ve en elzemi merhametinizi bulun....Varsa tabi! Çocuk dilinden yazılmış kitapları okumayı cok severim, onların penceresinden hayata bakmak, onların kalplerindeki küçük duran büyük acılara ortak olmak, onlarla ağlayıp onlarla gülmek benim kitap okumalarım arasında beni en çok etkileyenler...Bu kitapta da öyle oldu. Kah güldüm kah üzüldüm kah kızdım...Ama sona gelince iyiki okudum dediğim bir kitap oldu. Kitapla ilgili tek eleştirim dili konusunda olacak. İlk 70-80 sayfada alışamadım ve sürekli " dedi ki" diye kurulan ardarda cümleler anlam bütünlüğü açısından beni biraz irite etti. Daha hoş bir çeviriyle kitap daha etkileyici olabilirdi...1 puanımı ordan kırdım. Eğitmenler, öğretmenler, anneler, babalar, kendi yöntemlerinize eleştirel bir bakış açısıyla bakmak için okuyabileceğiniz yüreğe dokunan bir eser.... Çocuk yüreğinizle okuyun, gönül pencerenizden bakın sayfalara.... Keyifli okumalar... "Benimle yürümek ister misin Söğüt John? Fazla uzağa değil; Bir ya da iki yıl, zamanının sonunda. Konuşmayacağız. Yılların acılığını da anlatmayacağız. Belki güleceğiz bazen ya da gözyaşlarının nedenini bulacağız Ya da kaybolmuş bir şeyi ikimiz de arayacağız."
Küçük Ağaç'ın Eğitimi
Küçük Ağaç'ın EğitimiForrest Carter · Say Yayınları · 20218bin okunma
·
2.025 görüntüleme
Kitaptan Kelâma okurunun profil resmi
Sen hep yazsan biz hep okusak olmaz mı Güler? Kitabı okuduğum için daha bir rahat yazıyorum. Bu kitap ancak bu kadar mükemmel anlatılabilirdi, içeriğin tadını kaçırmadan. Kalbinde hisseden, beyninde bu güzel cümleleri yanyana dizen yerleri, yazan ellerini tebrik ederim dostum🍀🌺
Kitapsever... okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim kuzum, kıymet verip okuyan yüreğine, diline sağlık seninde. Ben yazmaya çalışayım senin gibi kıymetli, özenerek okuyan arkadaşlarıma. Topu topu üç beş kişiyiz özenle okuyan zaten, seni hiç kırar mıyım🙂
2 sonraki yanıtı göster
Aliye Gök okurunun profil resmi
Emeğinize yüreğinize sağlık öğretmenim. Yıllar önce okumuştum. İncelemeniz sayesinde hatırlamış oldum. Çok güzel bir inceleme olmuş.
Kitapsever... okurunun profil resmi
Çok çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için. 🌺
Murat YALÇIN okurunun profil resmi
Kaleminize, yüreğinize sağlık efendim.
adem çelik okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş 👍
Kitapsever... okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.