Bana onu hatırlatan şey neden hep “ayrılık” oluyordu? Ve neden birinden ayrıldığımda hep onu görebilmek arzusu yerleşiyordu içime? Sanki birazdan yan sokağın köşesinden karşıma çıkacakmış gibi geliyordu. Oysa o şimdi çok uzaklarda bir yerlerdeydi. Yüzü yine insanın aklını başından alacak kadar güzel kalmış mıdır acaba? Yoksa yıllar acımasız oyununu ona da mı oynadı? Baktığım her yüzde onu aradım. Başkalarında hep onu sevdim. Ve her defasında ona benzemedikleri için hayatıma giren herkesi terk ettim. Aslında bunca terk ettiğim hep Araz’dı belki… Meğer ne çok terk etmişim onu; ne çok severken…