Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İbnü'l Arabi geleneğinin takipçisi olarak Taşköprülüzâde, insanı âlem i sağir, insanın içinde bulunduğu âlemi ise âlem-i kebir olarak adlandırılır. Bunların ilki genellikle neş'et-i insâniyye, ikincisini ise neş'et-i âlem olarak da tanımlanır. Bu iki âlem arasında birbirine mukabil varlık alanları ve mertebeleri vardır. İnsan bütün varlıkların özü ve özeti olmak bakımından ve bütün oluşları kapsayıcı bir varlık olduğundan âlemde ne varsa insanda da bulunur. Fakat insandaki bulunuş, mertebelerde çeşitlenen varlık tecellisinin hüküm ve nispetlerinin insanda da taayyün etmesi bakımındandır. Yoksa dış gerçeklikler, ayni varlık olarak değil hükmi varlık olarak insanda bulunmaktadır. “Yere göğe sığmadım, ancak mümin kulumun kalbine sığdım” hadisi gereğince insan, hakikat ve manası itibarıyla bütün varlık alanlarının hakikatlerini kendinde toplayan büyük âlem (âlem-i kebir) hükmünde değerlendirilmiştir.
··
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.