Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İbnü'l-Arabi'nin temellendirdiği bu yaklaşıma göre manevi siyaset, maddi/sûri siyaseti koşullayan ve ilâhi isimleri yansıtmak bakımından öncelikli bir siyaset alanı oluşturur. Fakat bu siyaset alanının hüküm ve rütbeleri maddi-süri siyaset alanının makamları ve teşekkülleriyle belirginleşir ve daha iyi anlaşılabilir. Taşköprülüzâde de siyaset konusunda bu izleği takip etmiştir. Buna göre nasıl ki süri memleket ve vilayetlerin yönetilmesi için sultan, vezir, kadı, kâtib ve korunabilmesi için asker istihdam edilmesi gerekiyorsa, manevi yönetiminin de bu mertebelerdeki hükümleri kaçınılmazdır. Hatta belirleyici olan manevi merâtibdeki hükümlerdir. Yani dış gerçeklikte kurulu olan devletin bütün erkân ve mertebesi öncelikle iç gerçeklikteki mertebelerden ve daha önce de ilâhi isimler düzeninden zuhur etmiştir. Bu nedenle insâni mülkte ruh, halife veya sultandır ve ruhun diğer devlet erkânı olmadan hükümet ve saltanat mahalli olan vücüdda hükmetmesi mümkün olmaz. Halife mertebesinde olan ruhun memleketini en güzel şekilde yönetebilmesi için iki şeyin bilgisine sahip olması gerekir. Biri hükmünün geçerli olduğu devlet erkânını bilmesi, diğeri ise reâyâsının fesadının ve salâhının ne ile olacağını bilmektir.
Sayfa 38 - Özkan ÖztürkKitabı okudu
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.