Ey oğul,
Oğlumun oğlu ve O'nun oğlu ve dahi O'nun oğlu,
Bunu okuyan sen...
Her kimsen bilesin ki bunu okuduktan sonra sen, artık - O - değilsin. Elinde tuttuğun aharlı kağıtlar, zamanların en güzelinde kurulan bir düşün ya da bir cenk oyununun en önemli cüzleri... Sana o canım memleketimden çok uzaklarda, içimde gurbetin ve yalnızlığın can kavuran yangınını hissederken yazıyorum.
Ey oğul, yalnızlık ki zerrelerim yanıyor. Gözyaşlarım seccademi ıslatırken her gece, yoruldum sıla rüyaları görmekten.
Ah memleket! Sana selam, sana selam.