Graham Greene'in okuduğum üçüncü kitabıydı. Üç kitapta birbirinden farklıydı. Tekrara düşmediği için farklı olmasını sevdim. Bu da oluşturduğu kurgulaya bir çekicilik katıyor.
Aşkın Sonu'nda Green, kendi hayat hikayesini anlatmış dersem yanlış söylemiş olmam. Yazmaya ilk başladığı yıllarda tutkulu bir aşk hikayesiyle, sevgi, nefret, sadakat ve insan ruhundaki "inancın" yeri gibi temaları işlemiş.
Bu romanda ağır basan tema ise; Katolikliğin içinde bulundurduğu çelişkilerin bir sorgulamasını içermektedir. Greene, kendisi gibi yazar olan Bendrix adında bir karakter yaratır. Bendrix, evli olan sevgilisi Sarah Miles arasındaki yasak aşkı ikinci dünya savaşının yaşandığı bir dönemde anlatmaktadır.
Başı ve sonu belli olmayan bu hikaye yer yer yaptığı geri dönüşler ile bilinç akışı yönetiminin kullanıldığının bir göstergesidir. Hikaye buna rağmen akıcı bir şekilde ilerler. Özellikle kitabın son sayfaları Katolikliğin ve Tanrının üzerinde çok fazla durmaktadır. Bu da kitabı daha çarpıcı yapmaktadır.
Roman, Greene'nin gerçek hayatında ilişki yaşadığı Catherine Walston'a adanmıştır. Ve hikaye iki kez beyaz perdeye uyarlanmıştır.