Yalnızlığının farkında olan olmayan herkese merhaba. Yalnızlık insanlara özgü bir olgudur. Nerede insan varsa orada yalnızlık vardır. Önemli olan bununla nasıl başa çıktığımızdır. Yalnızlığımızı, yalnızlıktan tek başınalığa dönüştürmeyi, bu süreçte kendimizle birlikte olmayı ve kendimizi keşfe çıkmayı öğrenmemiz gerek. Yalnızlık ve tek başınalık aynı şeyler değildir. Ve yazara katıldığım üzere toplumumuzun sorunu yalnız olmak değil tek başına olmayı bilmemektir. Bu ayrımı yapabilmek ve bunu değerlendirmeyi öğrenebilmek için bu kitabı okumalısınız.
Kitabın ismi her ne kadar Yalnızlığın "Felsefesi" olsa da daha çok yalnızlığın psikolojisi işlenmiş. Kitabın yarısından çoğunda psikoloji ve sosyoloji üzerinde durmuş. Son birkaç bölüm felsefeye yer vermiş. Bu, okumanız için bir engel değil. Aksine öğrenebileceğiniz şeyler var. Aslında bence herkesin bildiği ama üzerinde pek durmadığı, düşünmediği bir konu bu anlatılanlar. Kitabın dili anlaşılır, herhangi bir felsefi bilgiye sahip olmanız gerekmez bence çünkü ben gayet rahat okudum :) Sadece okumakta zorlandığım bir bölüm vardı: Bireyselcilik ve Yalnızlık. Onun dışında okunması ve anlaşılması kolay bir kitap.
Kitabın içeriğini yazarın kendi ağzından direkt aktarmak istiyorum: "Kitabın kendisi sekiz bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölüm, yalnızlığa dair, felsefeden ziyade psikoloji ve sosyal bilimlerden kaynaklara dayanan bir izahat veriyor, aynı zamanda yalnız olmak ve kendi başına olmak gibi bir dizi kavramı aydınlatıyor ve yalnızlığın farklı türlerinin genel taslağını çiziyor. Bu bizce sonuçta bir başınalığı yalnızlıktan ayıran duygusal bir unsurdur ve bu fikri daha anlaşılır kılmak adına İkinci Bölüm duyguların doğasına dair kısa bir tartışma veriyor ve bir duygu olarak yalnızlığa vurgu yapıyor. Üçüncü bölümde hem kimin yalnız olduğuna hem de yalnızlık deneyimini özellikle teşvik ediyormuş gibi görünen etkenlere daha yakından bakıyorum. Bu bağlamda, güven eksikliği, hem bireysel yalnızlığı hem de çeşitli ülkelerde yalnızlığın yaygınlığını açıklayan en önemli etken olarak ortaya çıkıyor. Bu yüzden Dördüncü Bölüm'ün teması güven. Dahası, acaba yalnızlık sevginin ya da arkadaşlığın zıttı mı dır? Yalnızlığı daha iyi anlamak için, Beşinci Bölüm'de arkadaşlığın ve sevginin insan yaşamında oynadığı rol hakkında daha fazlasını söyleyeceğim. Yalnızlık, kendi payına, neden bu fenomenlerin anlamlı bir yaşam ve mutluluğumuz için bu denli hayati olduğuna ışık düşürebilir. Fakat yalnızlık üzerine külliyatın büyük bölümünde yalnızlığın ana nedenlerinden biri olarak modern bireyciliğin altı çiziliyor. Böyle olunca, Altıncı Bölüm'de modern bireyi mercek altına alarak nasıl bir yaratıkla karşı karşıya olduğumuzu ve yalnızlığın bu karaktere özellikle musallat olup olmadığını irdeledik. Yedinci Bölüm yalnızlığın olumlu bir biçimi olarak kendi başınalıkla ilgili bir sunum ve tartışmayla devam ediyor. Nitekim belki de bugün yüz yüze bulunduğumuz ana sorun yalnızlığın yükselişi değil kendi başınalığın fazla nadir olmasıdır. Nihayet, kendi yalnızlığımızla baş edebilmek için her birimize düşen bireysel sorumluluğa dair sonuçlandırıcı bir tartışmayla kitap sona eriyor." (s. 22)