Selçuk Baran'ın ilk öykü kitabı ve benimde kendisiyle ilk tanışmam.
Bu kadar geç keşfettiğim için üzgün olduğum yazarlar arasına girmiştir kendileri.
Kitap yalnızlık, mutsuzluk, umutsuzluk, çaresizlik, geç kalınmışlık, hayal kırıklıkları, küçük sevinçler, küçük beklentiler içindeki yorgun düşmüş karakterlerin ruhsal yolculuğuna çıktığımız, şiirsel bir dille yazılmış yirmi bir öyküden oluşuyor.
Selçuk Baran okunmalı, okutulmalı, hatırlanmalı, unutulmamalı.
"Sokaktan adamlar geçiyordu. Alınlarında belki de geçen hafta batmış bir güneşten arta kalan yarım aydınlık... Ve çevrelerini saran akşam sisine doğru yok olan sahipsiz gövdeler. Bir sahipleri olması gerekmez miydi ama? Bu kadar acının bir sahibi olmalıydı hiç değilse... Çünkü yürürlerken bir yerlerinde, bir kemik sızlıyor gibiydi."