Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hz. Muhammed aleyhindeki yaygın temelsiz iddialardan biri onun, tutkularını ve şehvetini tatmin edebilmek için kendisinin de sahte olduğunu bildiği dini öğretileri savunan bir sahtekar olduğudur. Bu tür bir samimiyetsizlik, daha ön­ce de tartışıldığı gibi İslam dininin gelişimini anlaşılmaz kıl­maktadır. Bu görüş ilk kez bir yüzyıl önce Thomas Carly­le'in On Heroes [Kahramanlar Üzerine] derslerinde gayret­li bir biçimde ortaya kondu ve o zamandan bu yana gitgide artan bir biçimde bilim insanlarınca kabul görmeye başla­dı. Kendisi ve davası hakkındaki sağlam bir inanç, Hz. Muhammed'in dünyevi bir bakış açısından başarılı olma imka­nının görülmediği Mekke dönemindeki zorluklara ve ezi­yetlere dayanmaya hazırlığını açıklayabilir. Samimiyet olmaksızın, Ebubekir ve Ömer gibi güçlü ve dürüst karakter­li insanların bağlılığını ve hatta adanmışlığını nasıl kazana­bilirdi? Deistler için bir başka soru ise, tanrının İslam gibi büyük bir dinin yalanlar ve aldatmaca üzerinde gelişmesi­ne nasıl izin verdiğidir. Bu da Hz. Muhammed'in samimi ol­duğunu savunmak için güçlü bir kanıttır. Bazı açılardan ha­talıysa, hataları kasıtlı yalanlar ya da sahtekarlıktan kaynaklanmamaktaydı.
·
274 görüntüleme
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
O kadar kitap yazmış müsteşrikimiz, Müslüman olmuş mu acaba
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.