Muhammede açık semada peyda olmuş bir şimşek gibi günün birin-de, birdenbire bir taraftan inmiş değillerdir. Muhammedin beyan etti-ği sureler uzun bir devirde dinî tefekkürlerinin mahsulü olmuştur. Muhammet bu surelere birçok çalıştıktan ve tedkikler yaptıktan sonra edebî bir şekil vermiştir. Mamafi kendisini tahrik eden batınî amilin yukarda söylediğimiz gibi tabiatın üstünde bir vücut olduğuna kani idi.
Muhammedi harekete geçiren bir amil samimî heycanlar olmuştur. Muhammet daha sonra irticalen dinî hitabede bulunan bir vaiz oldu. Vaizlikten nebiliğe, nebiliktende nihayet allahın Resulü haline geçti. İçinde yaşadığı insanların manevî menfaati için ve büyük bir'hakikat namına mücahedeye atılmış olan Muhammet, sonunda dinî bir imparatorluğun mutlak reisi ve bütün dünyaya hakim olmak iddiasını besliyen muharip bir dinin müessisi sıfatı ile ömrünü bitirdi. Bu iki netice münhasıra Mûhammedin kendi manevî ve fikrî kuvvetinin mahsulü idi.