… Sabahattin Ali'nin öldürülmesini, faşist özentili düzende gizli polisin kanlı kıyıcılığını göstermekte başarılı olduk. O kadar ki, Pınarhısar'ı geçerek, sınırda, orman içi bir subaşında dinlenirken, bir yandan cebinden çıkarıp açtığı kitapta bir Puşkin çevirisine dalmışken, kendisini güya sınıra ulaştıracak ve Bulgaristan'a geçmesini sağlıyacak olan Milli Emniyet ajanı Ali Ertekin'in, arkadan kahpece yaklaşarak kalınca bir sopayı Sabahattin Ali'nin başına nasıl indirdiğini, nasıl gözlüğünün bir yana, Puşkin'in bir yana düştüğünü, sonra sopanın bir daha, bir daha inerek... ….
"Yeter! Anlatmayın artık..."
Bu, tıp fakültesi öğrencisi bir genç kızın çığlığıydı. Dayanamamış, bayılmıştı. Çabuk ayıltmışlardı. Ama krizden kolay kurtulamadığı için, alıp götürmüşlerdi.