Kızıl kitabına göre daha iyi bulduğum bir eser. Çünkü içerisinde hafıza oyunları taşıyan bilim kurgu filmlerini severim ben. Benzer bir mantıkla yazılmış kitaba da karşı koyamazdım. Profesör Adrian’dan çok onun durumu ve sonrasında başına neler geleceğiyle ilgili heveslenerek okuduğum, her zaman olduğu gibi hayal kırıklıklarıma yenisini eklediğim bir eser oldu benim için. Adrian bir psikoloji profesörü. Hafızasını kaybetmekle beraber öleceğini de öğrenir ama kimse kötü şartlar altında ölerek o haliyle hatırlanmak istemez düşüncesinden yola çıkarak eve gitmeye ve canına kıymaya karar verir. Eve giderken de yolda ufak bir kız çocuğu görür. Zorla kaçırılan kızı görünce de kaybedecek neyim var ki, hayatım var onu da kaybedeceğim zaten, düşüncesiyle hareket eder. İlk problem de burada başlar aslında yani gördükleri gerçek miydi yoksa hafızası ona sıkıntı çıkarmaya mı başlamıştı. Bu da iyi bir şey aslında. Merak ederek okumak, sonunu bilerek okumaktan her zaman daha öndedir benim için. Profesör hafızasını kaybetmeden kızı kurtarabilecek mi ve bu gördükleri acaba gerçek mi diyerek ilerliyoruz uzun süre. Tabi bölümler sıkıcı derecede uzun tutulmuş ve bana göre tabi, gereksiz konuşmalara o kadar sık yer verilmiş ki ana hikaye geri planda kalmış diyebilirim. Hepimize iyi okumalar dilerim..

ProfesörJohn Katzenbach · Koridor Yayıncılık · 2013999 okunma

·

284 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.