Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Paşam, de ona, hani Allah'ın gücüne gitmesin ama, bu ağaya çok vermiş, bize de hiç... Tövbe, bizim Ali böyle demez ya, sen şimdi beni dinle. Bu dünyanın iptidasında toprak var mıydı, yok muydu? Var de sen. İyi. Söz temsili. Âdem bubamızla Hava anamızın çocukları çift sürmeye başladılar mı? Başladılar. Bu da iyi. Allah'ın toprağı değil mi bu, eşinmişler, geçinmişler. Amma bir gün bizim Rahim gibi ağaların ecdadı olacak herifler kurnazlık etmiş mi? Etmiş. Eşindiği toprağın dört yanına birer çizi çekip, burası benim demiş mi? Demiş. E, bizim gibi fakir fukaranın ecdadı? Onların ya aklı kısa gelmiş, ya geç davranmışlar. Benim denecek toprak kalmamış. Sonra atadan oğula derken, mal mülk böyle geçmiş deftere. Îmama soruyoruz, "takdir-i ilâhî" diyor. "Çalışın, Allah verir" diyor. Vermedi, paşam. Dedem çalıştı, vermedi. Babama da vermedi. Böyle de gidiyor işte. Ağanın oğlu gine ağa. Biz de beygir kıçında sinek!... Hâşâ huzurdan, gine kaba Türkçe kaçırdık, paşam. Kusur sayma. Halimiz bir sana malûm. Zaten malûm olmasa, fakir fukaranın önüne düşüp de Gazi'nin fırkasına karşı dikilmezdiniz. Akıldan, dirayetten yana zengin olsanız da, maldan mülkten siz de fakirsiniz. Sorması ayıp olmasın ama, sizin de bir karış toprağınız yok, değil mi paşam? Besbelli zatınızın ecdadı da....
Sayfa 162
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.