^ Doğayla içli dışlı olan ve her çiçeği görüp gözlemleyen Kelebek, bir gün Papatya'yı görmüş. Onu görünce çok etkilenmiş. Bu yüzden onunla tanışmak istemiş. Bir gün tüm cesaretini toplamış ve ^ merhaba ^ demiş Papatya'ya. ^ sizi uzaktan gördüm ve gelmek istedim ^
Papatya nazlı nazlı bakmış konuğuna ve ^ size de merhaba, ben de yalnızlıktan sıkılmıştım ^
Birbirlerinin yalnızlıklıklarını paylaşıp sohbet etmişler. Kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, gördüğü tepeleri anlatmış. Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten çok hoşlanmışlar. Kelebek bütün zamanını Papatya'yla geçirmiş. Gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. Minik Kelebek Papatya'yı gerçekten çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü ondan ayrılmak istememiş. İçten içe Papatya'nın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. Ama cesaret edipte bunu Papatya'ya soramıyormuş. Onu kırmaktan, incitmekten, hatta bu hisleri yüzünden onu kaybetmekten korkuyormuş. Papatya da Kelebeği çok sevmiş. Ama o da bir türlü söylememiş sevgisini. Duygularının karşılığı olmayacağından, bu yüzden Kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşamadan sohbet etmişler. Günler böyle geçmiş. Kelebek artık zamanın kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca Papatya'ya dönmüş ve ^ üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek ^ demiş. Papatya ^ neden? ^ diyerek ^ yoksa benim yanımda mutsuz musun? ^
^ Hayır ^ demiş hemen Kelebek. ^ sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin ömrü üç gün. Ve ben ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim ^
Papatya bu duruma çok üzülmüş, elden ne gelir?
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla kalamacağını anladığında Papatya'ya ^ seni seviyorum ^ diyebilmiş. Papatya dona kalmış. ^ Ben de ^ diyebilmiş Kelebeğin arkasından. Ardından da göz yaşlarına boğulmuş. ^ keşke onun da beni sevdiğini bile bilseydim. Keşke onu sevdiğimi söyleseydim. ^
Papatya bu acıya dayanamamış. Onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. Bir süre sonra önce yaprakları sonra da dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta ^ seviyormuş ^ demiş Papatya. ^ Beni seviyormuş. ^
İşte o günden sonra bunu bilen aşklar, sevdiklerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş. ^ Seviyor Mu? Sevmiyor Mu? ^