Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fakir cumhuriyet en azından şehirlerdeki çocuklarının sağlığını korumak için aşılarına dikkat ediyordu. Çiçek aşısı, verem aşısı ve karma aşılar okul çağındaki çocuklara ücretsiz yapılırdı. Aşı günleri korku ile eğlencenin iç içe geçtiği günlerdi. Dersin ortasında ansızın kapı açılır, bir hemşire ile elinde kocaman bir sağlık çantası taşıyan sağlık memuru içeri girerdi. "Aşıcı geldi!" cümlesiyle sınıflar dalgalanır, ağlayanlar, çığlık atanlar, cesur görünmeye çalışanlardan oluşan çocuk kalabalığına hâkim olmak imkânsız hale gelirdi. Önce öğretmenler aşının gerekliliğini son heceleri uzatarak anlatırlardı. "Aşııı olmalıyıız. Nedeeen? Hastalanmamak içiiin! Aşııı sağlığımızı koruuur!" Sonra en cesurlar başa geçer, korkaklar sıraların altından çıkarılır, bir aşı kuyruğu oluşturulurdu. Sağlık memuru ya da hemşire, görünce bugün bile bayılmaya neden olacak büyüklükteki iğneyi çıkarır, aynı şırınga ile içindeki ilaç bitinceye kadar birkaç çocuğu aşılar, sonra kaynamakta olan diğer şırınga alınır, yine birkaç çocuk aşılanırdı. Aşı olan cesur çocuk göğsünü gere gere gidip sırasına oturur ve arkadaşları sorardı: "Acıdı mı?" "Cık. Pire ısırdı gibi oluyor." Cesurlar hayranlıkla, korkaklar alayla izlenir, her sınıfta ağlayıp bağıran, kendini yerden yere atan, hatta düşüp bayılan birkaç çocuk çıkardı. Aşı olmanın tek iyi tarafı, ertesi günün tatil olmasıydı. O gün biraz ateş yükselir, aşının olduğu yerde hafif bir şişme görülür; bu, çocuğun annesine naz yapmasına, sonra da dışarı çıkıp oynamasına yarardı. Böyle günlerde sokaklardan "Aşılı kolum! Aşılı kolum!" inlemeleri ve ağlayışları yükselir, oyunlar bozulurdu. Dokunulduğunda aşı yeri çok acırdı.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.