Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sözün hayatlanması, anlamların cisimleşmesi cansız bir nesneye ruh üflemek gibidir. Zamanı donduran ve saptayan görüntülerdeki büyüsellik adeta camid bir şeyi canlandırır, anlamı cisimlendirir ve ona hayat verir. Bediüzzaman, Muhakematta, bir Arap şiirini örnekleyerek şöyle der: "Nasıl büyücü şair, emel ve yeisi cisimlendirmekle hayatlandırarak bir muhabereyi temsil eyledi. Güya sinematograf gibi bu şiir senin aklına rüya görünüyor ( ... ) Bu şiiri güzel gösteren, içindeki hayalin hakikate bir derece müşabehetidir." Sinemanın psikolojik inandırıcılık özelliği bu anlamda hem seyirci açısından tehlikeli bir boyuta sahiptir hem de gerçeklik gösterimlerindeki nesnel gibi gözüken yönüyle aldatıcıdır, filmsel anlatım adeta büyücü gibi insanı etkisi altına alır ve ona sunduğu gerçekliğin biricikliğini iknaya çalışır. Medyaya dikkatli bir konumdan bakmak gereğine işaret edenlerin ne denli haklı oldukları, buradan da anlaşılabilir. Fellini'nin, sinemayı Hitler'den daha tehlikeli bulmasında da bunun etkisi olsa gerek
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.