Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Sarı bir çamuru "altın" diye sattıran emperyalizm !
Kitabı bitirdiğimde
Deniz Gezmiş
Deniz Gezmiş
'in idama gitmeden önce dinlemek istediği Rodrigo'nun Gitar Konçerto'sunu dinlemek isteği geldi. Sebebini kitabı okuyunca anlarsınız. Kitabı okurken o kadar çok şey geçti ki aklımdan... Kim icat etti şu savaşı? Bir insan bir insana neden zulmeder? Neden zarar verir? Neden elimizdekilerle yetinmeyi bilmeyiz? Neden insanları haraca bağlar, onların kanını sömürür bir de bunu din adına ırk adına partizanlık adına  yaptımlara yüklerler ? Hadi başlayalım. Kimi zaman kibirli oluruz, kimi zaman insanlardan kendimizi üstün görürüz,kimi zaman da ihtiraslarımızın kölesi oluruz. Kimi zaman da hayat öylece akıp geçer ve bizim tek yapmamız gereken pastadan pay almaktır. Öyle bir insan düşünün ki herkesin dediğine inanıyor. Kim bir yardım isterse bundan bana bir zarar gelir mi diye düşünmeden yardımına koşuyor. Siyasetten anlamıyor, ülkeyi yöneten kimse onun vaatlerine kulak asıyor, ona da ne derse inanıyor ve demokrasiyi savunmayan bir diktatör bile gelse devletin başına iki güzel lafa beynini ruhunu teslim edecek kadar aptallaşıyor. Candide de bu insanlardan biri işte. Candide, kiminle sohbet ederse karşındaki kişinin ne derse dediğine inanıyor. Sorgulamadan her şeyi kabulleniyor. Başkaları sürekli Candide'in sırtına basarak onun sayesinde yükselmiş saflığından yararlanmış ama Candide hiçbirine sesini çıkarmamıştır. Binaenaleyh ülkede kuvvetli bir din sömürgesi hakim,dünyanın her coğrafyayasında değişmeyen sorun olarak. İnsanlar metafiziksel inanışlarına sıkı sıkıya bağlı.  Cemaatler,tarikatlar ve mezhepler hakkında biraz bilgim var özellikle bir imamın kadınlarınızın etlerini yiyebilirsiniz diye fetvası vardı hangi mezhep tam hatırlamıyorum ama burada da bahsediyor bu konudan. İnsanlar da sorgulamadan kabulleniyordu. Hristiyan ve yahudi çatışması var. Klise herkesi aforoz etmekle,engizisyon ile ateşe atıp yakmakla tehdit ederek korku ile zorbalıkla istediğini yaptırıyor ülke nüfusuna. Klise'de bütün insanların kardeş olduğunu vaaz verirken bir yanda da ülkede insanların birbirlerini mal davası için boğazlamasına, akrabasını öldürmesine, bir insanın sırf Yahudi olduğu için öldürülmesine müsade ediyor hatta bunun için elinden geleni yapıyordu. Tanrı neden bir insanın ya da birkaç güruhun işlediği bir suç için bir toplumu, bir kavmi cezalandırıyor? Neden bir oğul, babasının suçunu üstlenmek zorunda? Neden atalarımızın yükünü yükleniyoruz genetik bir miras misali? Ülkenin durumu ise bir o kadar karışık. Savaş var o sırada. Bulgaristan Avarlar'a saldırıyor. Ülkede paralı askerler var. Ülkenin ekonomik sistemi yoksulların sırtından sağlanıyor. Ağır bir kapitalizm hakim. Dünya çapında veba salgını var. ... Bu hikayede de Candide ve rahibi Pandros'la bir yolculuğa çıkıyor. Bu gezi sırasında yaşadığı maceraları işlemiş kitap. Pandros yolculuğun ortasında idam ediliyor. Bu yolculuk kısmı bana
Don Kîşot - Cilt 2
Don Kîşot - Cilt 2
kitabını hatırlattı. Sancho Panza ve Don Kişot 'un ikili macerası bakımından çok benzer yerler buldum. Kitabın içinde işlenilen başlıca konular, insan hakları, ırkçılığın ne kadar zararlı ve kötü bir şey olduğu, emperyalizm, faşizm, ben merkezcilik, iç savaş, kapitalizm,hümanizm,din savaşları idi. Köle - soylu çatışması konusu da Moskova gezisinde işlenmiş. Gezileri sırasında emperyalizme vurgu beni kalbimden vurdu. Ülkenin hazinelerini gemiye binip götürdüklerini görüyorlardı.Elmas,altın,kumaş... ne bulurlarsa... Kitapta Türklerden sıklıkça bahis var. ... Kitapta bahsi geçen İspanya-Portekiz adalarının sömürge tarihi hakkında kısaca ek bilgi vermek de isterim, Müslümanların İber Yarımadası’ndan çıkarılması hareketi Reconquista (yeniden fetih) ile 11. yüzyılın ortalarında başlayan ilerlemeler sonucunda 1095’ten itibaren müstakil Portekiz devleti oluşmuştur. Sonrasında Kastilya Krallığı ve bölgedeki Müslümanlara karşı yürütülen savaşlar sonucunda III. Alfons devrinde (1211-1223) Portekiz bugünkü sınırlarına ulaşmıştır. (...)Coğrafî bilginin toplanıp yayıldığı, seyrüsefer ve gemicilik ekipmanlarının icat edip geliştirildiği yapılacak keşif seyahatlerine finansman sağlandığı ve Hristiyanlığın dünya üzerinde yayılmasına çalışılan bir yerdi. devamını okuyabilirsiniz -> cdn-acikogretim.istanbul.edu.tr/auzefcontent/20... Bu kitabı daha iyi anlamanız için ek kitap önerisi olarak,
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın Öyküsü
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Kadın Yok Savaşın Yüzünde
Ulusların Düşüşü
Ulusların Düşüşü
tavsiye ederim. İncelememi
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
'ın HÜRRİYET KAVGASI şiiri ile bitirmek istiyorum. Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler, dalga dalga aydınlık oldular, yürüdüler karanlığın üstüne.           Meydanları zaptettiler yine. Beyazıt'ta şehit düşen       silkinip kalktı kabrinden, ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını        yıktı Şahmeran'ın mağarasını. Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır. (1962) .
Candide ya da İyimserlik
Candide ya da İyimserlikVoltaire · Cem Yayınevi · 20205,1bin okunma
·
506 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.