Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O yaşta bende kadın alâkası başlamıştı. Hem de benimle yaşıt kızlara karşı değil, yetişmiş ve gelişmişlere karşı... Frenklerin (Odora di Femina - kadın kokusu) dediği esrarlı rayihayı adamakıllı almaya başlamıştım. Kadın hizmetçiler yemek yerken masaların altına saklanır ve onları seyrederdim. Bir gün yemekte bir kadın sofranın muşambasını kaldırdı ve taaccüple sordu: — Kim var orada? Sen misin, Küçük bey? Hayret büyük... Gülüşmeler... Biri suali dayadı: — Ne yapıyordun orada? — Hiç!.. Saklanıyordum! Hâlbuki genç hizmetçinin siyah, kalın ve gergin çoraplarını cımbızlıyordum. Hattâ onun ayaklarını kucağıma almaya kadar davranmış ve işte o vakit yakalanmıştım. Kadınlık cilvesine bakın ki, hizmetçi ortaya dökmedi ve kimsenin bir şey anlamasına müsaade etmedi. Ben de sevindim ve bunu ilk aşk maceram kabûl ettim. • Bunu ve bundan sonra gelecekleri, bâzı Batı kalemlerinin bir nevi tersine riyakârlık ve günah şehvetiyle ettikleri itiraflar soyundan zannetmemeli... Bunları, istesem de, istemesem de doğruyu söylemek ihtiyacı yanında, nereden, ve nasıl geldiğim ve hangi menzilde karar kıldığım bakımından, hazırlayıcı ruh hâletlerinin noktalanması diye görmeli... Elverir ki, ortada bir hicap perdesi kalsın ve her şey sınırlı bir edep tülü altında gizlendirilsin... Yoksa kadın, aslıyle, Hristiyanlıkta yol kesici bir engel, İslâmiyette ise yol verici bir kanat... Tek ölçüleri bilinsin ve Allah Resûlünün katî mizacına bürünmenin sırrı tadılabilsin...
Sayfa 105 - BÜYÜK DOĞU YAYINLARI / SEFERBERLİĞE DOĞRUKitabı okudu
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.