Halil Cibran bugüne kadar okuduğum kitaplarında ders verici kısa metinler ve hikâyelere yer vermişti. Bu eserinde ise arap dilinde yazılmış ilk romanlardan birini kaleme alarak farklı bir yol izlemiş.
Kitaba dair paylaştığım alıntılardan da anlaşılacağı üzere
Halil Cibran olduğunu düşündüğüm delikanlı ve Selma'nın birbirlerine saf temiz bir kalple, hem beşeri hem de uhrevi bir muhabbet ile bağlanmasına şahit oluyoruz. Birbirlerine duydukları aşkın gücünü birliğini idrak etmemek imkansız. Zira yazar yüreğinden satırlara sirayet eden kelimeleriyle aşkın bilinmeyen meçhul yönüne yeni bir tanım getiriyor adeta. Sonunu bildiğiniz umutsuz bir aşkın tüm engellere rağmen vuslatı tatmasını diliyor insan satırları okudukça. Kırık kanatlar iyileşsin istiyor. Ama nafile..
Değinmeden edemeyeceğim Cibran eserinde kadının, gelenekler karşısındaki çaresizliğini ve güçsüzlüğünü de gözler önüne sermekten çekinmiyor. Kadının kendi yaşamı üzerine söz sahibi olamaması ne kadar vahim bir durum. Oysa "Kadınlar insandır, biz insanoğlu" derken ne güzel demişti Neşet Ertaş.
Her ne kadar olay örgüsü ile insanı hüzünlendiren ve burkan bir yönü olsa da
Kırık Kanatlar'ı severek okudum. Bir sonraki kitap incelemesinde görüşmek üzere esen kalın..
Kırık KanatlarHalil Cibran · Siyah Beyaz Yayınları · 20209,6bin okunma
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.