Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

456 syf.
10/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Benim evim, yollar.
Ev, deyince duvarlardan oluşmuş beton yığınları gelir aklımıza değil mi? Oysa, en iyi evi olmayan biri bilir çok daha fazlası olduğunu. Bir evin ev olması için, bir çatıya, bir betona ihtiyaç duymadığını. “Evim sensin.” romantizmine girmeyeceğim korkmayın. Çünkü çok daha fazlasıdır bir ev. Herkese göre tanımı değişkenlik gösteren güvenli bir sığınaktır. Kimine göre ev; içeriye adımını attığı an tüm kaygılardan soyunduğu yerdir. Kimine göre en geniş ovalardan daha özgür olduğu bir yer, tüm yorgunluklarını dindiren sıcak bir ses, dünyanın en güzel yiyeceklerinden daha güzel gelen sıcak bir çorba kokusudur. Dünyanın en zengin insanlarından bahsediyorum, evet. Bir de bunun aksi yerler var: dışardan ev gibi görünen ama insana ıstırap veren mekânlar. Ne kaçmak mümkündür ne de kalmak. Onlar belki de yolda yürürken, kapının eşiğinde beklerken daha çok evinde hissederler kendilerini. Yolda olmayı severler. Çünkü yolda olmak, aramaktır. Bulacağı umudunu taşımaktır. Bu umut, diri tutar onları. Kimilerine göre ise o ev: ölümdür. Yolculuğun sonu oraya çıkacaktır. Çoğu insanın en az aklından bir kez geçen o düşünce. Ne yapsa da bir yere sığamazlar. Yaşamak isterler ama nefes almaktan öteye geçemezler. Bir tek elin saçını okşamamasına düşmandır, tüm insanlara düşman olmaya, sevilmemeye yeter de artar bu. Atılgan, dünyada dayanılacak tek şeyin ‘sevgi’ olduğunu söylerken bu insanlar sevgisizlikten ölüneceğine inanırlar ve evlerine böyle giderler: ölerek. “Denizde boğulmak bir kerelikti, yaşarken boğulmak bitmiyordu.” Güçlü olmak; yaşayarak ölmektir belki de. Ölene kadar aramaktır. Kimilerinin evi, bulamamaktır. Arayış anına kurduğu, umutlarla inşa edilmiş bir çatı, bulabileceği tüm evlerden daha görkemli olabilir. Kimisi de evi çocukluğunda bulur. Küstürülen, savunmasız o küçük çocukla barışarak, ondan af dileyerek kaybettiğine yeniden kavuşur. Kimine göre, bırakmaktır ev. Hiçbir tutamamağı olmamaktır. Vazgeçiştir. “Bir şeyleri elimde tutmak için uğraşmaya inanmıyorum artık. Bırakmaya inanıyorum. Ben artık tutmayayım, sıkmayayım, endişe etmeyeyim, öyle kendi haline bırakayım her şeyi, kalacakları varsa kalsınlar, gideceklerse de gitsinler istiyorum.” Evini arayan Seher’in hikâyesi anlatılıyor bu kitapta. Yazar, hüznü ve mutluluğu harmanlayıp, en akıcı hali ile sunmuş bizlere. Yazarın okuduğum son kitabı olmasından mütevellit hiç bitsin istemedim. Bir Nermin Yıldırım bağımlısı olarak, tavsiye derim.
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,458 okunma
··
5,2bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.