Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

114 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Gerçeklik Bir Felâket Midir?
Beni tanıyanlar eserlerin yazarlardan izler taşıdığını ne kadar çok söylediğimi iyi bilirler. Felaketzedeler Evi de bu eserlerden biri. Yazar, Guillermo Rosales hem kendi yaşadığı hayal kırıklığını hem de Küba sürgünü sonrası hissettiklerini tek bir romanda buluşturmuş. Belli aralıklarla şizofreni krizi geçiren yazar, daha sonra yaptıklarından pişman olup ızdırap çekse de bu özelliğini bir türlü değiştiremiyormuş. Hayaller görüp sesler duyan, içi küçümseme ve kırıcılıklarla dolan Rosales kitapta da kendi gibi bir karakter yaratmış. Yazar da tıpkı kitaptaki karakter gibi Küba'dan Miami'ye bir yolculuk yapar. Yaptığı bu yolculukta, zihinsel sorunlarından ötürü çalışamayacağını beyan eder ve Amerika'ya gelişinden 5 yıl sonra Felaketzedeler Evi'ni yazar. Özellikle, yaşadığı bakım evlerinden biri olan ve ağır şizofreni günlerini geçirdiği Happy Home'da gördüklerini elle tutulur bir şekilde yansıtmıştır eserine. Gelelim esere. William Figueras 38 yaşında, genç bir roman yazarıdır. Ancak yazmış olduğu roman yayınlanmayınca tüm umutlarını yitirerek Küba'dan Miami'ye gelmiştir. Ailesi tarafından kabul görmeyip, halası tarafından bir bakımevine götürülür. On iki odalı bu bakımevinde, dördüncü oda kendinin olur. Öfkelidir William, hayata insanlara öfke duyar. Onu bir eve hatta odaya sığdıramayan ailesine öfke duyar. Zayıf bedeni, kullandığı ilaçlar ve birkaç eşyasından biri olan şiir kitabı ile yalnız kalır bakımevinde. İnsanlığın en karanlık köşelerinden birinde olduğunu keşfetmesi uzun sürmez William'ın. Önceleri gözlem yapar, insanları tanımaya çalışır. Ancak tanıdıkça daha çok tiksinir. Hem kendinden hem burada yaşayan kişilerden nefret eder. Aşağılanma hissi, bakımevinin ve içindekilerin kokusu, kir, dayak, ahlaksızlık hepsi bir olur ve cehenneme döner William'ın hayatı. Aç bırakılan, dövülen, temizlikten yoksun bırakılan insanların arasında elindeki kitapla kalakalır. Şiirler okur her duruma uyan, rüyalar görür içinde Fidel'in ve Küba'nin olduğu ama gözünü açtığında oradadır yine. Hayattan umudunu kesen, tek başına kalmış, yapayalnız ölecek insanlardan biridir artık O da. Çalışanlarla tanıştırır bizi William anlatırken. Bakimevinin müdürünün olmadığı zamanlarda karşımıza Arsenio çıkar. Eski mahkûm, şimdinin gardiyanıdır. Mekânın çürümüşlüğü, Arsenio'da âdeta can bulmuştur. İşkence yapar, tecavüz eder, aşağılar, çalar Arsenio. Suçludur kısacası. Ama ne olursa olsun insandır. Hayat nedir sorusunun arayışında olan biri olduğunu hissettirir Rosales okuyuca. Derken bir gün Felaketzedeler Evi'ne bir kadın gelir. Francis ile tanışan William'ın hayatı değişmeye başlar. Aşk mıdır William'ı değiştiren yoksa birine duyduğu bağlanma hissi mi? Aile kurma isteği, bir insanı tedavi edebilir mi? İçindeki nefret, aşk işin içine girince son bulur mu insanın? Peki en önemlisi Francis bu soruların yanıtı olabilecek midir? Kitaptan değinmek istediğim bazı detaylar da var. Bakımevindeki insanların sürekli tekrarladığı cümleler mesela. Akıl hastaları, Küba'da mülklerine el konulduğunu anlatırken akıllı ifadeler kullanıyor. Bir devrimin parçası olabilecekken, devrim üyesi olma hissini yaşayabilecekken bu bakımevine terkedilmenin çaresizliğini yaşıyor her biri. Daha önce evleri, arabaları olan insanlar şimdi burada kirli bir yatak pis bir tuvalet ve bulurlarsa iki kaşık yemeğe muhtaçlar. Sinmiş ve sindirilmişler. Sokağa atılma korkusu ile yaşıyor, her şeyi bu nedenle kabul ediyorlar. Yazarın gözlemlerinin de bu yönde olması ve iki yıl süren yazma serüvenine bunların yansıması çok acı... Bunun dışında dikkat ettiğim diğer şey ise Hemingway. Muhteşem yazarın, birçok kitabından bahsediliyor Felaketzedeler Evi'nde. "Güneş de Doğar" kitabından alıntılar, "Paris Bir Şenliktir" hakkında konuşmalar ve bir de Hemingway posteri detayı var. Okuyan, bilen, eleştiren, muhakeme yapıp iyi olanı seçebilen ancak akıl hastanesinde yaşayan bir karakterden dinliyoruz Hemingway'i. Ne ironik. Zerdüşt'ü duyuyoruz ondan. Birçok şiirin dizeleri can buluyor William'ın okuyuşu ile. Burada olan olaylar, okuduklarımız tamamen gerçek olmasa da gerçeklik payı olan ve yüzümüze tokat gibi çarpan şeyler. Yazarın da kendi gerçekliğini aramaktan bıkıp, 47 yaşında intiharı seçmesi kadar gerçek. O zaman soralım kendimize: Gerçeklik bir felâket midir!
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,427 okunma
··
1 artı 1'leme
·
4.385 görüntüleme
Büşra B. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık çok güzel bir inceleme olmuş. 😊 Alışveriş listeme ekledim :)
fazi okurunun profil resmi
Büşracım çok teşekkür ederim. Sarsıcı bir metin, okuyunca mutlaka konuşuruz. 🥰
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.