İnceleme yazmak ve olaylara bir açıklık getirmek elzem oldu, hem biraz da kitabıma karşı içimi dökerim, iyi olur:
Öncelikle, onlarca hesap açıp kitabımı bu puana getiren arkadaş ya da arkadaşlara sevgilerimi sunuyorum. Muhalif bir kişiliğim ve bundan sizin de payınızı aldığınızı sanıyorum; aksi takdirde kimse kimseye karşı böyle bir alçaklıkta bulunmazdı. Benim için zararı yok aslında, canınız sağ olsun ama zamanınızı böylesine boş ve kin dolu işlere ayırmanız, bir parça üzülmeme sebep oluyor. :)
Benim heves dolu kitabım... içine her şeyi ama her şeyi yazmak istediğim... son ana kadar, basıma giden son ana kadar incelediğim, düzelttiğim, eklemeler/çıkarmalar yaptığım... sen hiçbir zaman istediğim kitap olmadın, seni olduramadım, sen olamayacaksın da... sen sütümün kolostrumu... senden sonra açılacaktı ellerim, ayaklarım; seni yazmak zorundaydım. Yayımlamak zorunda mıydım, işte onu hiç bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki, yakında çıkacak olan için ölçüt niteliği taşıyacaksın: Gelişimimi senin sayende göreceğim.
Hiçbir taslak oluşturmadan yazmaya başladım, çalakalem yazmayı zaten seviyordum ama bunu bir roman üzerinde yapmak, sonunun nereye çıkacağını bilmediğim bir yolu yalnızca yürümek gibiydi, bir adım sonrasının görünmediği, ancak adımladıkça beliren bir yol gibi...
Nasıl yazdığımı bilmemek bir yana, hatırlarım; bir ara kitabın bir kısmını kaybettiğim olmuştu. Tam da orada vazgeçecektim yazmaktan ama nedense bırakmadım, bırakamadım çünkü bunu değilse de başka bir eser yazardım. Ama mutlaka yazardım; yazmak, yazarın doğası.
Sahiden bu kitabı mı yazmak istedim, onu da bilmiyorum. Beni ne denli ifade ediyor, yansıtıyor...
Beni ancak, kitaptaki eğik yazılarda bulabilirsiniz çünkü ben tam da fikirlerim için bu kitabı yazdım. Düşünüyorum da, aslında roman yerine bir deneme-inceleme türünde kitap çıkarabilirmişiz.
Şu an tam da onu yapıyorum. Çok yakında deneme türünde bir kitapla burada olacağım ve işte ona her şeyimle kefilim... sevgiler. :)