Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

BOOKS ABROAD (Uluslararası Edebiyat Dergisi)
Talat Sait HALMAN Darağacı mizahı, Türkiye'de sağlık ve esenlik içersinde gelişmekte. Ünü büyük yergici Aziz Nesin, Anglo-amerikan edebî çevrelerinde gerçek gücü oranında tanınmayan, buna karşın Avrupa çevrelerinde ve Orta Doğu'da olağanüstü bir üne sahip olan bu yazar, son büyük yapıtında halka açık bir idamın, kişisel zayıflıklara ve toplumsal haksızlıklara yöneltilebilecek geçerli bir yergi biçimi olduğunu kanıtlıyor. Aziz Nesin (D.T. 1915) daha bir araya toplanamamış yüzlerce öyküsü, araştırma yazıları, incelemeleri, şiirleri bir yana bırakılırsa, yaşamının her yılı için bir kitap veren, yorulmak bilmez, verimli bir yazardır. Surnâme ise yazdıklarının en iyilerinden biri. Acı mizahın bu usta işi yapıtı, oğlanci Berber Hayri'nin bir çocuğa tecavüz etmesi sonucu asılmaya gidişini anlatır. Hayri'nin Sultanahmet Alanı'nda (Istanbul'da) asılma olayı, bir şenlik niteliği kazanacaktır. Kitabın adı da bilinçli olarak inceden inceye bir alay taşımaktadır; surnâme, Osmanlı döneminde, halk şenliklerini anlatan bir dizi minyatüre ya da şiirle anlatıma verilen addır. Nesin, taklit edilemez üslubuyla, ikiyüzlülük, yalan dolan, kendini beğenmişlik ve aldatmacayla alay etmektedir. Bütün bunları açığa vururken yaptığı suçlamalar öylesine etkili olmaktadır ki cinsel sapık, yaptığı sapıklıklar içerisinde, yalnızca savcı, yargıç ve cellattan daha insafsız görünmekle kalmayıp, öylesine ciddi bir olayda, canavarları bile utanca düşürecek duygularla cümbüş yapan seyircilerden bile daha masum kalmaktadır. Surname, bırakın kahramanlığı, dürüstlük imâsında bile bulunmuyor. Haksızlıklara, adaletsizliğe karşı suç işleyen haksızlık ve adaletsizlik alegorisi, saçmanın üstün biçimde sahnelenmesidir. Böylesine ciddi bir öykü, kolaylıkla gözyaşları içersinde bir melodrama ya da edebî sadizm içersinde budalaca bir denemeye dönüşebilirdi. Oysa bir mizah sihirbazı olan Nesin, kelimelerinde ve anlattığı sahnelerde de bir büyücü ustalığına sahip. En dehşetli, korkunç bölümler bile onun elinde onaylanan gülümsemelere, kişinin kendi kendini tanımasına, insanoğlunun evrensel kusurlarını stoik bir biçimde kabullenmesine dönüşüyor. Surnâme'deki birçok bölüm, doğrudan Krafft-Ebing'den çıkmış olabilir. Ancak Nesin'in ustalığı, klinik bir vaka hikâyesi olan olayı okurken can sıkıntısına düşmekten her zaman kişiyi kurtarıyor. Kitabın sonunda, komedinin neden olması beklenen o klasik boşalım yoksa da mizah bir kurtarıcı oluyor, bütünüyle çirkin dünyayı kurtarabilecek tek güzel kurtarıcı. Son bir avuntu da, yazarın da büyük bir açıklıkla belirttiği gibi, öylesine acayip biçime soktuğu asılma olayı, gerçekte Türk tarihinde son oluyor. Tek önemli yanı, Nesin'e kara mizahın mükemmel bir örneğini yaratmasında etken oluşudur. Ekim 1976 (İngilizceden çevrilmiştir)
Sayfa 173 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
·
82 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.