Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

'Minhâc'ı 'yol' olarak aldığımızda, 'minhâcü's-sünne' salt 'sünnet yolu' olarak zihnimize tercüme olunuyor ve burada geçmişte düştüğümü gördüğüm bir hataya düşülebiliyor. Bu ifadeyi salt 'sünnet yolu' diye aldığımızda, sünneti bizim bildiğimiz ve anladığımız şeye hasredebiliyor, dolayısıyla 'azimet'i vurgulayayım derken ruhsatı görmezden gelen bir çizgiye düşebiliyoruz. Oysa 'yol' anlamına gelen 'tarîk' gibi başka kelimelerin de farkında olduğu halde, 'sünnet yolu'nu ifade için 'minhâc' kelimesini tercüme ediyor bize Bediüzzaman. Ve lügate baktığımızda görüyoruz ki, 'minhâc' herhangi bir yol değil, 'geniş yol' demek. Minhâc, 'işlek, açık, geniş ve kalabalık yol' anlamına geliyor. Yani, bir patika, bir dar geçit de 'yol' olarak tanımlanabilirken, böylesi yollara 'minhâc' deme imkanı bulunmuyor. 'Minhâcü's-sünne' tabiri gösteriyor ki, sünnet yolu öyle pek fazla kimsenin geçemeyeceği türden dar, sarp bir geçit, patika filan değil. Bilakis, sünnet yolu, 'geniş bir yol'.
Sayfa 104Kitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.