Gönderi

141 syf.
·
Puan vermedi
·
9 saatte okudu
” Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?” Türk Edebiyatı’nın kıymetli yazarlarından Sabahattin Ali’yi bilmeyen yoktur. Bu eseriyle öneri üzerine tanıştım ve artık önereceğim bir kitap. 1940’lı yılların gerçeklerini tokat gibi yüzümüze vuran içerisinde birbirinden kıymetli ve ibretlik hikaye var. Hepsi hayatın belli bir noktasına değiniyor ve her birinin tokadı başka acıtıyor. Osman’ın portakallarından tutun, adı katile çıktığı için katil olan Osman’a, oradan Ressam Tevfik’in tablosuna sonra tablo gibi köy hayatından sıçrayan İbrahim’in sınavına… hepsi bir yana Sabahattin Ali kitabın sonuna öyle güzellikler sığdırmış ki hem keyifle okuyorsunuz hem de George Orwell kitabı mı okuyorum yoksa diye düşünüyorsunuz. Beş yıl arayla doğmayıp aynı dönemin yazarları olmasalardı detaylı bir araştırmayı hak eden bir konu olurdu doğrusu. Hayvan Çiftliği ve 1984’ten esintilerin de yer aldığı Sırça Köşk tıpkı 1984 gibi üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen hala canlılığını koruyor, ne üzücü!.. İçerisindeki öykülerden en az birini yaşamış ya da birebir şahit olmuşsunuzdur bu yüzden bu kitabı okuyun ve okutun. ”Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.” ”Bu dünya böyledir işte, kimi adam öldürdüğü için katil diye anılır, kimi adı katile çıktı diye adam öldürür.” ” Bekleyen her şey bir gün solar ve ölür. Bu bir papatya da olabilir veyahut umut da.”
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,9bin okunma
·
226 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.