Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birçok tarihçi ve şair, betimledikleri kişilere kara çalmaktan zevk duymuşlardı. Örneğin, Latin tarihçi Tacite, imparator Titüs'ün portresini övgülerle süslemişse de, Tibère'in betimlemesini kapkara göstermiştir. Efsanenin ve Shakespeare'in birçok cinayetle suçladığı Macbeth, gerçekte adil ve bilge bir kraldı. Yaşlı kral Duncan'ı kahpece öldürmüş de değildi. Duncan genç yaşta, büyük bir savaşta yenilgiye uğramış ve ertesi gün, Silahçı Dükkanı denilen bir yerde ölü olarak bulunmuştu. Bu kral, Macbeth'in karısı Gruchno'nun birçok akrabasını öldürtmüştü. Oysa Macbeth İskoçya'yı imar etmiş, gönendirmiş, ticareti geliştirmişti. Tebaası tarafından, soylulara karşı burjuvazinin savunucusu, kentlerin gerçek kralı sayılıyordu. Ama boy beyleri, onu Duncan'ı yendiği ve zanaatçıları koruduğu için affetmediler, onu mahvettiler, yok edip anısını da lekelediler. Bu iyi kalpli kral, ölümünden sonra yalnızca düşmanlarının uydurduğu kin dolu hikayelerle ün kazandı. Shakespeare'in dehası, bu yalanların insanlığın bilincine işlemesine yol açtı.
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.