Shantaram’ı ilk gördüğümde bu kalın kitabı kim okur diye düşündüm. Sonra kitabın Hindistan’da geçtiğini duyunca içeriğini merak ettim. Şöyle bir bakayım derken bir baktım ki elimden bırakamıyorum. Böylece baştan sona etkileyici bir hikayenin içinde buldum kendimi. Yaptığı sayısız soygundan sonra konulduğu son derece güvenlikli bir hapishanenin ön duvarından kaçan kahramanımızın Hindistana kaçışı ve orada yaşadığı olaylar kitabın konusunu oluşturuyor. Bir süre turist gibi gezinen Linbaba (Hintlilerin ona taktığı isim)zaman içinde Bombay hayatına dahil olur, mafya ile tanışır, onlarla iş yapmaya başlar. Hapse düşer, dayak yer, işkenceye maruz kalır. Yolu Afganistan’a da düşer, mücahitlere Ruslarla savaşlarında yardım eder. Yaşanan sayısız ilginç olay var kitapta fakat asıl önemli olan kahramanımızın düşünsel, felsefi serüveni... Bir yanda Hindular diğer yanda müslümanlar ve hıristiyanlık.. İdealist, suçun büyük günah barındıranından uzak duran, fikir tartışmaları yapan, herkes tarafından sevilen müslüman bir mafya babasını babası yerine koyan Linbaba hayatı sorgular, karşılıksız iyilikler yapar, fakir halkın gecekondularında yaşar. Büyük paralar kazandığında bile fakir dostlarını ihmal etmez. Müslüman arkadaşlarıyla birlikte dua eder namaz kılar. Bazen dibe düşer, bazen uyuşturucu bataklığında çırpınır ama tekrar toparlanmayı başarır. Kitap çoğunlukla Gregory David Roberts’ın gerçek yaşamına dayanıyor ve yakında dizisinin çekileceği söyleniyor. Etkileyici bir kitaptı. Hindistan’a, Afganistan’a farklı bir zihniyetin gözleriyle bakmak, 85 li yılları bir de David Roberts yorumuyla okumak güzeldi.

ShantaramGregory David Roberts · Artemis Yayınları · 20221,612 okunma

·

527 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hatice..iqra