Kitap on çocuğun yaşadığı gerçek hikaye ve tedavi sürecinden oluşuyor. Kitabın sonunda Dr. Perry ve arkadaşlarının geliştirmiş olduğu tedavi yaklaşım modellerinden, tıbbi terimlerden, DSM kriterlerinden bahsediliyor. Alanım psikiyatri olmadığından bu kısım biraz bilgi doluluğu olarak geldi.
Her hikayeden etkilendim, ama en çok Dünyanın en soğuk kalbi başlıklı Leon’un hikayesi ve kitaba ismini veren Köpek gibi büyütülmüş çocuk Cannor’ın hikayesi derinden etkiledi. Sevgisiz, ilgisiz büyütülen çocuklar o kadar soğuk, kalpsiz, hissiz yetişebiliyor ki okudukça şaşırıyoruz. Anne-babalar ve koruyucu aileler tarafından cinsel tacize, istismara, şiddete maruz kalmış çocukların hayatı ve bu çocukların ebeveyn olup toplum içerisinde yetiştirmiş olduğu çocukların hayatları, yaşadıklarına bağlı geçirdikleri travmalar … tüm bu gerçekleri okudukça bu kadar da olmaz diyorsun ama maalesef etrafımızda o kadar çok buna benzer olaylar oluyor ve bihaberiz ki. İnsanın içi parçalanıyor ve elden bir şey gelmiyor. Bu çocuklar sevgi ilgi isterken onların yaşadıkları şeyler hayata olan güvenlerini kırıyor. Kendilerine ve başkalarına zarar verebiliyor. Topluma uyum sağlayamayıp olumsuz etkileniyor.
Dr. Perry ve diğer pek çok doktor tarafından sunulan desteklerin fayda sağladığını okumak mutlu etti. Olumsuz tepkilere maruz kalan sevgiden, şefkatten, güvenden uzak bireyler psikopat, sosyopat olarak topluma dönüyor. Bence okunması gereken güzel bir kitap. Herkese iyi okumalar...