Gönderi

331 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kurguladığı bu distopik dünyada José, insanların dünyada olup bitenlere karşın nasıl kör olduklarını eleştirmekte ve evrensel bir mesaj vermektedir: Görmek sadece bakmak değil farkında olmak demektir. Kitaplarının genelinde olduğu gibi bu romanında da José, toplumun körleşmesini devlet-birey-din olguları üzerinden anlatarak eleştirmektedir. İnsanların vicdanen körleşmesini ve toplumsal yaşamın nasıl bir anda yıkılabileceğini kitabında betimleyen José bir röpörtajında Körlük romanından şu sözlerle bahsetmektedir: “Ve biz şu anda beyaz körlük salgınına yakalanmış durumdayız. Körlük, insan aklının körlüğü için kullanılmış bir metafor. Bu, gezegendeki kaya oluşumlarını incelemek için Mars’a birini gönderirken, aynı zamanda milyonlarca insanın bu gezegende aç bırakan çelişkiye dair bir körlük. Ya körüz ya da deliyiz.” 1995 yılında yazdığı Körlük, yazarın en ünlü eserlerinden biridir. Olay örüntüleri ise José’nin kitaplarında alışılageldik bir mekânda geçmektedir: Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde. Bir gün trafikte, ışıkların yanmasını beklerken bir adam aniden kör olur. Fakat bu körlük sanılanın aksine her tarafın karanlık olması değil, bembeyaz bir perdenin inmesi gibidir. Göz doktoruna giden adamın gözleri sapasağlamdır, körlüğe neden olabilecek hiçbir şey yoktur. Eve gittiğinde araştırmasına devam eden doktor ilerleyen saatlerde kör olacak ve bunu yetkililere bildirecektir. Körlüğün bir salgın gibi yayılmasıyla beraber bakanlık ilk hastaları ve onların etkileşime girdikleri kişileri hemen eski bir akıl hastanesine yerleştirerek izole etmeye çalışır. Romanda ise hastaneye kapatılan ilk hastalardan olan 7 kişiye odaklanılır. Bu insanların ilk kör olan adamın gittiği doktordan birbirleriyle bağlantısı vardır. Devletin çözüm olarak toplumdan izole ettiği bu insanlar açlık, pislik, ölüm korkusu ve çatışma ile yüzleşecektir. Hastanenin bir kanadında temas etmiş kişiler kör olacakları zamanı beklemekte ve kör olanlara saldırgan davranmakta iken; diğer tarafta ise körler hiçbir yardım olmadan yollarını bulmaya çalışmaktadırlar. Dışarıda ise asker nöbet tutmakta ve onlara yaklaşanları vurmaktan çekinmemektedirler. Devleti, insanları korku sayesinde düzende tutan bir yapı olarak görmektedir José. Zaman ilerlerken ve hastanenin kör nüfusu artmaya devam ederken, devlette vicdani olarak körleşmeye başlar. Yemek saatlerinin aksamasıyla başlayan bu kayıtsızlık durumu yemeğin, hijyen malzemelerinin ve tıbbi yardımların yok denecek kadar az verilmesiyle artmıştır. Bütün bunlara ek olarak hastanedeki bazı koğuşlar, gelen malzemelere el koymuş ve parayla satmaya başlamıştır. Paranın bir önemi kalmayınca da yemek alabilmeleri için her koğuştan cinsel isteklerini tatmin etmeleri için “kadın” istemişlerdir. José, hükümetin kurduğu bu düzen içinde çeteleşmenin yaşanması ve kadının metalaşması durumunun sorumlusunu devlet olarak görmektedir.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,5bin okunma
··
184 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.