#okudumbitti Çok çok çok iyiydi. Bir neslin mizah anlayışının temelini atan dizinin kitabı. Ne kadar teşekkür etsem az, başıma ağrılar girdi gülmekten.🫀 Resmen mutluydum. Bir kitabın insana yaptığı bu etki inanılmaz muhteşemdir. "Gir içeri, kır dizini, dön önüne kız Sıdıkaaa; annen görür, baban duyar, dayak yersin kız Sıdıkaaa…" Biz kesinlikle özgür bir evde büyüdük. Çizgi film de izledi babamlar bizimle biz de onlarla diziler izledik bazen. Ortaya karışık. Dün arkadaşlarla bu konuyu konuştuk, şu an kesinlikle bir Levent KIRCA gereksinimi içindeyiz filan. Ben de dedim ki neden Sıdıka değil de o? Olacak O Kadar da izledik. Sadece Sıdıka geldi aklıma o an. "Az akraba çok huzur" diyen Sıdıka. Ben ne bilim Kafka kim, Aziz Nesin kim o zamanlar? Bilenlerin kesinlikle çok tat aldığı bir dizi olmalı. Ben güldüm geçtim hep :( Hayatı seven entelektüel bir ev kızıydı Sıdıka. Hobileri arasında dış politika vardı. Muhteşem tespitleri... Annesinin o hali, abisi, hele babasının kadın müdürünün eve geldiği bir bölüm vardı. Şimdi bile yok mu o adamlardan? Akşama kadar bir kadının emrinde çalış, akşam eve gelince. Neyse. Muhteşemdin Sıdıka. Bindiği taksinin taksicisine şoförlük dersi vermenle, çeyizinde teleskopla-mikroskop olmasıyla, ev telefonundan Birleşmiş Milletler’i aramanla, Beyaz Saray'a kargoyla aşure göndermenle muhteşem.... Fabriga kısa bir bölüm olmasına rağmen hüzünlendiriyor...Atalay dedesinin benim dedemle ilgisi yok uzaktan yakından bunu anladım :) "Bugün kötü olan her şeyi kendisiyle baş başa bıraktım çünkü dışarda bahar vardı... yarın yine olucak..." – Elalem aya gidiyo, biz cam önünde oturucak teknolojiye sahip diiliz daha... Galileo’yu da bu zihniyet astı zaten... Engizisyon mahkemesi... – Engin kim kız?.. – Tamam anne kapatalım bu konuyu...

SıdıkaAtilla Atalay · İletişim Yayınları · 2008799 okunma

·

299 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.