Gönderi

*** Hangi sınıftan olursa olsun çocuk doğurmanın kadınlara başka hiçbir yolla elde edemeyecekleri bir güç sağladığı şüphe götürmez. Hayatlarını ebeveynlerin veya kardeşlerinin evinde tam ya da yarı bağımlı ya da az bir ücretle kıt kanaat geçinmek zorunda olanların gözünde kendi evi ve çocukları üzerinde güç sahibi olmanın -en azından görece- çekiciliği tahmin edilebilir  *** Kadın ve erkeklerin neden çocuk istedikleri veya neden kız veya erkek çocukları tercih ettikleri konusunu açıklığa kavuşturmaya çalışırken birkaç karmaşık etken göz önüne alınmalıdır. Çocuk sahibi olmak istemenin doğal olduğunu veya evliliğin hatta cinsel ilişkinin sonucu ya da nedeni olduğunu varsayamayız. Çocuk sahibi olmak aile ile ilgili kültürel değerler ile o kadar yakından ilişkilidir ki sanki yalnız çocuk sahibi olunca aile kurulabilirmiş gibi akraba ve dostlar çocuksuz çiftlere "ne zaman bir aile kurmayı düşünüyorsunuz" diye sormaktadırlar. Mülk ve kişilik mirası, ekonomik ve siyasal dürtüler statü tutkusu, yalnızlık korkusu, sevgi ihtiyacı ve "normal" kabul edilme isteği gibi patriarkal değerlerin hepsi insanların çocuk sahibi olma isteklerine etki ederler.  *** Evlilikten eskiden olduğundan daha çok şey beklenmektedir. Son 150 yıldır aile ideolojisi romantik ve müşterek evlilik idealine önem vererek temeldeki ekonomik ve eşitsiz yönünü gizlemiştir. Yakın geçmişte evlilik, temel amacı çocuk sahibi olmak olan kocanın yönetimindeki bir iş ortaklığı olarak görülürken artık, iki eşit partnerin yardımlaşma, kaşılıklı cinsel tatmin ve iki ya da üç çocuğu özenle ve sevgiyle yetiştirererek uyum yaratmak amacıyla girdikleri bir sevgi ilişkisi olarak görülmektedir.
·
53 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.