Akhbar, zamanla rejimin yumuşadığı, baskıların hafiflediği söylenmeye başladığında ülkesine dönmeyi göze alabilir. Sevgilisi, annesi,ablası, kız kardeşinin burkanın altındaki bedenlerini izlerini arar arar arar… Aradıklarına ait şey, burkanın altındaki tanıdık bir kıvrım, tanıdık bir salınımdır…Başka her şey aynıdır. Kadınlar kimliksizleştirilmiştir.
“Burkaya giden yolu Çodar açar demişti kadın” ,“Çador ile örtünmek bir ahlak haline getirdiğinde, arkası mutlaka gelir Karara karara gelir.” demişti.
Akhbar, sevdiklerini bulamıyor; yarısını yitirdiği hayatı şimdi anlayabiliyordu:
“Çünkü, insan annesini bir başka anneyle hatırlar. Yüzler, anısını başka yüzlerle tazeler. Bir erkeğe kimi zaman sevgilisini düşündüren şey, yolda yürürken gördüğü bir başkasıdır. bizi aşık eden çok eski çağrışımlarımızdır: Çocukluk kadar uzakta kalmış çağrışımlarımız…”
*Çador :
Farsça kökenli bir kelime olan ve 'çadır' anlamına gelen çador kelimesi, İran'da kadınların giyindiği örtüye verilen isimdir.