Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

738 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Tolstoy şöyle demiş “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir...” Bu Murakami'nin hikâyelerine uyarlanacak olursa kaçan ya da başkasının kaçışını, kayboluşunu çözmeye çalışan kahramanlarımız vardır. Aramak deyince türünün polisiye olacağı aklımıza gelir, ama Murakami'nin romanları farklı türlerin bir karışımıdır. Gizemin varoluşu heyecanınızı sürekli zirvede tutar. Çeşitli konulara değinerek size bilgi kazandırır. Biçim ve ifade size estetik zevk ver ve son olarak bütün bu karmaşanın altında farklı sorunları incelemeye de fırsat bulur. Zemberek kuşunun güncesi Murakami'den okuduğum beşinci kitap ve üçüncü romandı. Sanırım aralarında en sevdiğim de bu oldu, ki elim yorum yapmaya kadar gitti. Roman bir telefon araması ile başlıyor ve bir soruyla: İnsanın bir başkasını on dakika içinde tanıması, anlaması mümkün müdür?Toru Okada ve eşi Kumiko'ların kedisi kaybolur. Kedinin peşinden de Kumiko'nun kendisi. Kaybolanları ararken, belki de kendimizi arıyoruz. Ararken - tanıyoruz. Soruya tekrar dönelim! Birisi on dakikada tanıyacağını iddia ederken, yıllarca beraber yaşadığınız insanı tanıyamadığınız ortaya çıkıyor. Sonra peşpeşe Murakami'nin doğa üstü kabiliyetlere sahip, ya da uçuk kaçık kahramanları da dahil olur hikâyeye. Daha "Kafka sahilde"de bir isim-karakter uyumu sezmiştim ki, Murakami bunu Zemberek kuşunda direkt dile getiriyor ve kurguladığı bütün karakterlerde uyguluyor - "Genelde bir insanın adının, onun ne olduğunu ifade ettiği söylenir ama ben, daha çok insanın eninde sonunda taşıdığı ada benzediğini düşünürüm." Bunu yapan bir diğer yazar da Dostoyevski'dir zaten. Hikâye ilerledikçe kuyu bölümü ile mağara alegorisi geliyor insanın aklına ki kitabın son sayfalarına doğru şu cümleler çıkıyor karşınıza: "Zemberekkuşu, sen hiç gözyaşlarının gölgesine baktın mı? Bu, alelade bir gölge değil, hiç ilgisi yok. Bu, özellikle yüreklerimiz için, uzaktaki başka bir dünyadan gelmiş bir gölge. Onları görünce, acaba, dedim kendime, asıl gözyaşlarını döken gölgem de benimkiler sadece onun soluk bir yansıması mı?" Yazar, eserlerinde kahramanlarının gölge yanına da yer vermiş oluyor bu açıdan bakarsak ve bir noktada hangisinin gerçek, hangisinin gölge olduğunu ayırt etmek zor oluyor. Kitapta bir olay sonrası veterinerin o anki psikolojik durumu dışarıdan bakarak yansıtılıyordu, orasını çok sevdim. Yine de herkesin seveceği kitaplar olmadıklarını ekleyeyim.
Zemberekkuşu'nun Güncesi
Zemberekkuşu'nun GüncesiHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,425 okunma
·
215 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.