Gönderi

Bütün bunlara ilaveten; yukarıda kısaca değinildiği gibi, Yuhanna'da öne çıkan coğrafya bağlamı da Sinoptiklerden farklıdır. Markos İncili’ne göre İsa görevine Celile'den başlamıştır ve 11:1'e dek Kudüs'e hiçbir zaman gelmemiştir. Matta ile Luka'nın anlatımları Markos'a paraleldir. Yuhanna İncili'nde ise durum tamamen başkadır. Çünkü Isa görevine Yahudiye'den ve Kudüs'ten başlamıştır ve bu yörede Celile'de olduğundan çok daha fazla zaman geçirmiştir. Bu çerçevede ve Yuhanna'nın yazarına göre; İsa'nın görev bölgesi daha ziyade güneyde, yani Yahudiye ile Samiriye'de belirginleşmektedir. Ama bu anlatım aynı zamanda Sinoptiklerin anlatımına tezat oluşturmaktadır. Sonuç olarak; Yuhanna ile Sinoptik İnciller arasında dil, düzen, karakter ve bilhassa teoloji anlayışı bağlamlarında belirginleşen büyük bir uçurum bulunmaktadır. Sinoptik İncillerdeki “tarihsel İsa" ile Yuhanna'da tanımlanan "Kilise'nin Mesih'i" arasındaki belirgin fark, bir araştırmacının ifadesiyle "geleneksel zihinleri şok edebilecek" boyuttadır. Çünkü tarihsel İsa ile Kilise'nin Mesih'i apayrı varlıklardır; ayrıca bunların arasında herhangi bir devamlılık ilişkisi de bulunmamaktadır. Sinoptik Inciller, İsa'nın Tanrı merkezli bir öğretiyi vaaz ettiğini; Tanrı'ya iman edilmesini sağlamak üzere birçok mucize yaptığını anlatmışlardır. Yuhanna'da ise İsa üst düzeyde bir kristolojik gelişme içinde sunulmuştur. Bu Incilin yazarına göre İsa “beşer" değildir, fakat "tanrısal" varlıktır. Yuhanna, Hıristiyan dünyada İskenderiyeli Clemens'ten (ö.y.215) itibaren "Ruhsal İncil" şeklinde tanımlanmaktadır. Ama bu İncil tarihin İsa'sını aydınlatmak bakımından zayıf bir kaynak sayılmaktadır.
Sayfa 252Kitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.