Sinancığım, işte senden sonra sensiz, ilk defa bir evim var. Gene perdeleri öyle o şarap renkli kumaştan. Divanı da öyle. Evimizden kalan bir damalı kırmızı örtü, ayakkabılık diye kullandığımız kitaplık ve kitaplarımız var. Taylancığımın mavi yatağı bir de. Onun dışında pek bir şey yok. Dayanıyorum artık yalnız oturmaya. Ama gene de içimin hiç istemeyen bir yanı var. Belki de ben bilmiyorum kim bilir böyle evde yaşamayı. Rahat okuyabileceğim. Taylan daha rahat ve güvenlikli olacak. Ben işte hep böyle seni özleyip duracağım. Bir türkü çalacak radyoda deminki gibi, ağlayacağım.
"ölme Sinan, böyle olur mu?
Ben ölürsem dünya sana kalır mı?"