Gönderi

1256 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Murakami'nin kitaplarını okumak; çok fazla emek vererek yapılmış, ciddi teknik gerektiren, bolca malzeme içeren ama içerisindeki hiçbir ürünün diğerine baskın gelmediği, oldukça lezzetli bir yemek yiyormuş hissi uyandırıyor bende. Yavaş yavaş, iyice sindirerek yemek gerekiyor bu yemeği. Çünkü her kaşıkta içimi sarıp sarmalayan, daha önce duyumsamadığım lezzetlerle karşılaşıyorum. Yemek bittiğinde ise aklımda ve damağımda her zaman yer edecek mükemmel bir şeyi bitirdiğim için inanılmaz bir tatmin duygusuyla kapatıyorum kitabi. 1984'de de tam olarak böyle oldu. Belki aynı şeyleri çok fazla tekrar etti. Belki başka bir yazarın 400-500 sayfada anlatacağı olayı 1256 sayfa kadar hayatta tuttu. Ama bunlardan yakınamam hatta diğerleri gibi yazmadığı, çağımızın en iyi yazarlarından biri olduğu, okuduğum her kitabında beni bambaşka bir insana dönüştürdüğü için kendisine minnettarim. Kitabı okurken her karakterin varlığını derinlerimde hissettim. Bazen Aomame oldum, kendi hayatımda ona benzer pek çok yan buldum. Bazen Tengo oldum, aslında benim de böyle bir yaşam öyküm var dedim. Uşikava da bana oldukça benziyordu. Kitap sanki benim farklı yollar seçtiğimde nerede olacağımla alakalıydi. Bu oldukça narsist bir düşünce ama iyi yazarın belirtilerinden biri de sıradan okurunu içine çekebilecek kadar özel hissettirmek değil midir? Her zaman fantastik öyküleri okumayı sevmişimdir. Çünkü sınırli ömrümüzde ne kadar dolu dolu, ne kadar eğlenceli yaşayabiliyoruz ki? Her günümüz birbirinin aynı. Ama kitaplar öyle mi? Her birinde harikulade bir evrene ışınlanıyoruz. E ışınlandığım evrende, bu sıkıcı tozlu dünyanın kurallarına aykırı egzotik bir başka dünya bulmak mutlu ediyor beni. Ama büyülü gerçekçilik dediğimiz durum çok farklı.Bu dünyadan göç etmiyoruz fantastik kitaplardaki gibi fakat dünyanın tozunu siliveriyor sanki biri. Örneğin dünya aynı ama iki ay oluveriyor birden gökyüzünde, little people çıkıveriyor bir köşeden. Havadan pupa bile yapabiliyorsun. O yüzden benim okumayı en sevdiğim akım sanırım büyülü gerçekçilik. Bu dünyada başka renklerin de olabileceğini gösteriyor. Karamsar bünyeme ilaç gibi geliyor. Tabi bi de bu kadar sevdiğim bir akımı yazmakta doğaüstü bir yeteneği olan Haruki Murakami'den okuyunca müthiş oluyor. Kitabın çevirmeni Hüseyin Can Erkin de kendi varlığını katınca ortaya harika bir şey çıkmış. İyi ki okumuşum diyorum. İyi ki kediler şehrine içinden çıkamama tehlikesine rağmen gitmişim. Her yaptığımız hareket geri dönülmez şekilde dönüştürüyor bizi. Okumasaydım şu an olduğum insan olabilir miydim?
1Q84 (Tek Cilt)
1Q84 (Tek Cilt)Haruki Murakami · Doğan Kitap · 20163,453 okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.