“Ama onun, – ölmesi g e r e k i y o r d u : h e r ş e y i gören gözleriyle gördü o – insanın derinliklerini ve uçurumlarını, insanın gizli saklı tüm rezaletlerini ve çirkinliklerini.
Onun merhameti utanma nedir bilmiyordu: en kuytu köşelerime kadar sokuldu. Bu en meraklı, aşırı sırnaşık, aşırı-merhametimin ölmesi gerekiyordu.
Her zaman gördü b e n i : böyle bir tanıktan intikam almak istedim – ya da kendim ölmek.
Her şeyi, i n s a n ı d a gören tanrı: ölmeliydi bu tanrı! İnsan k a t l a n a m a z böyle bir tanığın yaşamasına.”