"Dili saptaması gerekirmiş gibi görünen yazı ise onu kesinlikle değiştiren bir şeydir; dilin sözcüklerini değil, düşünme biçimini değiştirir; anlatımın yerine kesinliği koyar. Duygularımızı konuşarak, düşüncelerimizi de yazarak anlatırız. Yazarken bütün sözcükleri genel kabul gören anlamlarıyla kullanmak zorundayızdır; oysa konuşurken farklı tonlarla anlamları çeşitlendiririz, keyfimize göre belirleriz; açık olmak için kendimizi sıkmadan güce önem veririz, ve yazılan bir dilin, sadece konuşulan bir dilin canlılığını uzun süre koruyabilmesi olanaksızdır... Her şeyi yazıyormuş gibi söyleyerek, aslında konuşurken okumaktan başka bir şey yapmıyoruz."