Elbette eleştiri yazdığınız için size saygı duyuyorum. Ancak, Bazarov'a ''Hüü çok kibirli ve soğuk.'' derseniz asıl anlatılmaya çalışılan şeyi atlayıp, Bazarov gibi insanları sığ bir görüşle eleştirenlerden biri haline gelirsiniz.
Öncelikle Bazarov karakteri, Nihilist kimselerin düşünce biçimini topluma anlatmak adına yazılan bir tiplemedir. Bu tiplemeye göre bahsi geçen karakter, hayatın öyle yaşadım gittiye getirilmemesi gerektiğini ve aslında bir takım sorgulamalar, eleştirilerle bir anlam kazanacağını savunur. Bu sebeptendir ki Bazarov sık sık hayatı iş güçle meşgul olmakla ve belli şeyleri sırf herkes övüyor diye övmekle geçiren insanları eleştirir. Ona göre hayat her yönüyle eleştirilmelidir, ancak eleştirilirse bir mana kazanır çünkü. Genel itibariyle sürekli kendini övüyor gibi görünmesi de benimsediği düşünce yapısının bir sonucu olarak doğar. Etrafındaki insanları ve akıp giden hayatı eleştirdikçe ve kendisinin bu hayata dahil olmadığını anladıkça ister istemez kibirli ve ukala bir ruh haline bürünür.
Kuşak çatışması meselesine gelince, kitap boyu Arkadiy'in ve Bazarov'un kendi ebeveynleriyle yaşadıkları çatışmalar anlatılır. Bazarov, Arkadiy'in babasını ama özellikle de amcasını bayağı, aptal ve manasız olarak görmektedir. Kendi ailesine ise acımadan doğan bir tiksinti beslemektedir. Onların bu kadar zayıf ve duygusal olması Bavarov'u oldukça rahatsız eder anlayacağınız.
Arkadiy karakterine gelince o yaşlarda olan her insan gibi büyük bir sorgulama içerisindedir. Çünkü her insan bir düşünce tarzına, bir topluma ait olma iç güdüsüyle doğar. Yani nihilist olmaya çabalaması, düşünce yapısına uygunluğundan çok ihtiyacını bir yere sahip olma giderme iç güdüsünden doğar. Kitap boyunca sürekli Bazarov'dan çekinmesi ve olmadığı biri gibi davranmaya çalışıp düşünmediği şeyleri düşündüğünü göstermeye çalışması da bundandır. Zaten bir insan olduğu kişiden bir başkasıymış gibi davranıyorsa benimsemeye çalıştığı düşünce yapısı onun için doğru olan değildir.
Arkadiy'i Bazarov'dan ayıran ve kitabın sonunda tamamen akıl hocasından kopmasına sebep olan şey itiraf etmek istemese de hayata karşı duyduğu o sıcak yaşama arzusudur. Çünkü o hayatı tüm duygularıyla -aşk, acı ve tutku vb- yaşamak istiyordur. Bazarov'un aksine, hayatın içine dahil olmak, sıradan bir Rus vatandaş olmak istiyordur.
İncelemenizin sonunda sorduğunuz sorular bana biraz tuhaf geldi, lütfen kişisel anlamayın. Babalar ve oğullar pembe dizi ya da aşk romanı değil. Dolayısıyla ''Yalan Rüzgarı'' gibi herkes herkesle yatıp kalkıyor, ay bu bölümde kimle sevgili olacak bizimki gibi yorumlar yapmak kitabın doğasına aykırıdır. Kitap, Bazarov adı verilen Nihilist gencin yaşam öyküsünü, dahil olduğu çatışmaları ve içinde bulunduğu duygu durumunu anlatır. Onun gölgesi altında gelişen dünyada ''Ay aman Pavel kime aşıktı?'' gibi bir sorunun sorulması hem kurguyla alakasızdır hem de meseleyi farklı yönlere çekmekten başka bir işe yaramaz.
Bunun yanı sıra Pavel o dönemde Rusya'da yaşayan Aristokrat kesimi simgeler. Aşırı milliyetçidir, daima toplumdaki sınıf farklarına göre davranır ve en önemli özelliği de romantizmi temsil ediyor olmasıdır. Ona göre duygular coşkuyla ve tutkuyla yaşanmalıdır. Yani anlayacağınız, onun tam tersi bir ruh haline sahip olan Bazarov'la arasındaki sürtüşme Pavel'in erkek kardeşinin kışkırtması sonucu ortaya çıkmaz.
Her neyse, umarım derdimi anlatırken kırıcı olmamışımdır. Kırıcı olduysam kusura bakmayın.
İyi akşamlar, kitaplarla kalın...