Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

140 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Balıkçı ve Oğlu - Zülfü LİVANELİ
İnsanlığın -her anlamda- can çekiştiği bir noktadayız. Zülfü Livaneli'nin söyleşisinde yer alan bir cümle. Onun eser hakkında söyleşisi ile son buluyor Balıkçı ve Oğlu. 21. yüzyıl düşünüldüğünde "insanlığın can çekişmesi" tabiri çok da haksız sayılmaz aslında. Nereden başlasam bilemedim incelememe. O kadar hassas konulara değinilmiş ki eserde. Gündemi yakından takip ettiğini ve sorunlara duyarsız kalmadığını göstermek istemiş yazar. Bunlardan ilki "mültecilik". Eserin başkahramanlarında mültecilik kavramına rastlıyoruz. Eser devam ederken eklenen kahramanlar da mültecilik kavramını devam ettiriyor. Ülkemize son yıllarda gerek Suriyeli gerek Afgan mülteciler geliyor. Yazar onların çektiği sıkıntıları, hayat mücadelelerini anne Zilha ve oğlu Samir aracılığıyla göstermiş. Hani hatırlar mısınız, sahile Aylan bebek vurmuştu? Onun hikayesine o kadar benziyor ki Samir bebeğin öyküsü. Hatta yazar onun ismini de geçirerek gerçekleri anlattığını okura adeta bildirmiş. "Gümüşlük sahiline vuran, herkesin yüreğinin burkulduğu Aylan bebeği anlatacaktı." (s. 33) Ele alınan bir diğer hassas konu "annelik". Buna ebeveynlik demek daha doğru olur aslında. Çünkü evladını kaybeden bir anne ile babanın evlat özlemi hacimsiz ama derinden ele alınmış. Evladını kaybetmenin acısını yalnızca o duyguyu yaşayanlar bilebilir diye düşünüyorum. O boşluğun dolmayacağını bilerek yaşamanın ne demek olduğunu... Ya da doldurma çabalarını... Rabbim kimseye o acıyı yaşatmasın diyebiliyor okur yalnızca. Gündemden bir diğer konu da balık çiftliklerinin denize, balıklara verdikleri zararlar. Onların varlığının nelere yol açtığını ustaca romana yerleştirmeyi başarmış yazar: "Konu sen değilsin ama sen de sözü edilmesi gereken bir yarasın." Ve son zamanlarda gerek insanlara gerek deniz canlılarına zarar veren balon balığı istilası. "Bu insanlar balon balıklarından da tehlikeli diye düşün­dü Mustafa, daha canavar, daha kötü, daha yok edici." (s. 104) Kısacası -o kadar yazdın bunun kısacası mı kaldı diyor olabilirsiniz- günlük hayattan çıkarımlarını kalemiyle birleştirerek bir eser meydana getirmiş Livaneli. Şiir tadinda akıcı, gazete tadında açıklayıcı, aşkın, anneliğin, ayrılığın, acının, hayata tutunma çabasının ele alındığı bir eser Balıkçı ve Oğlu. Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz'ini okumuş muydunuz? Yazar bir Hemingway tutkunu. İlk gençliğinden beri bir deniz romanı yazmak istiyor ve nihayetinde bu hayali gerçek oluyor. "Keşke insanlar da yunuslar kadar iyi olsaydı." diyor eserinin 60. sayfasında. Hayvan bir bebeği kurtarıyor, insan insana kıyıyor. İnsan insanı anlamıyor bunun ötesi var mı? Sonra haber yapıyoruz balinalar titreşimle bilmem şu kadar mesafeden haberleşiyor diye, biz burnumuzun dibindeki insanlar ile bile iletişim kuramazken.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,5bin okunma
··
11,1bin görüntüleme
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Nasipten ötesi yok, diyor 25. sayfada. Nasıl rahatlatan bir cümle...
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Şunu da ilave etmek isterim. Hemingway'in Yaşlı Adam ve Deniz'ini okumayanlar mutlaka okumalı. Bu kitabın da ilham kaynağı.
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Belki de balıkçı olmamalıydım, diye düşündü. Ama bunun için doğmuşum ben. Ernest Hemingway,
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve Deniz
Senem okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık hocam. Çok güzel bir inceleme olmuş 👍🙂👏
Mikail Balcı okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Senem Hanım. 🙏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.