Her şey dar gelmişti, her şey bir diken olup batmıştı ruhuna,
her şey bir tuzaktı, evet her şey bir tuzaktı. Bulamamıştı dostluğu,
arkadaşlığı, yakınlığı, insan sevgisini. Bakışlar soğuktu ona,
merhabalar içten değildi, ilişkiler donuk ve içten olmaktan uzaktı.
Yapay olan hayat onu vurmuştu derinden, çıkarlar üzerinde kurulmuş
olan ilişkiler bir hançer gibi girmişti yüreğine, bencillik ve bireysel
kurtuluş felsefesi zehirli bir ok gibi beynine saplanmıştı.