İsmiyle müsemma olmayan, okurken huzuru değil tam tersi huzursuzluğu bulacağınız bir roman.
Evet, bu bir huzursuzluğun romanı. Derinlik ve üslubu iyi olduktan sonra sıradan bir konuyu bile 1000 sayfa okuyabilirim. Fakat bu saçma aşk ekseni, ağır şiirsel anlatım ve hikayeyi bölen eski müzik övgüleri, eserin okunmasını zorlaştırarak beni de kitaptan uzaklaştırdı. Karakterlerden birini bile birazcık olsun kendime yakın hissedemedim. Betimlemeleri, tasvirleri ilk başlarda sizi çok etkiliyor. Altını çizebileceğiniz onlarca güzel pasaj var. Fakat betimlemelerin böylesine fazla olduğu, lüzumsuz kayıkçının küreğinin bile bu kadar ayrıntılı şekilde anlatıldığı başka bir kitap okumamışımdır herhalde. Bu yüzden duvarın rengini, pencerenin görüntüsünü, vazonun gölgesini karakterlerden daha yakın buldum kendime.
Romanda tartışılan konuların hiçbirisine cevap verilemiyor oluşu başka bir sorun. "Neden?" sorusuna cevap bulamıyorsunuz. Nuran'ın evlilik arifesinde birden 180 derece değişmesi, Adile'nin dünyaya geliş amacının çöpçatanlık olması ama nedense Nuran ve Mümtaz'ın birlikteliklerini kıskanmasının nedeni bir türlü anlaşılamıyor.
Bu durum da okuyucunun anlamsızlıklar girdabında savrulmasına ve sonuçta eserin bunaltıcı tarafınının ön plana çıkmasına neden oluyor.
Huzur için, "Bu milletin edebiyatta derinlik turnusolüdür." deniyor. Fakat Tanpınar'ı çok seven ben, bu yoruma katılmıyorum. Çünkü derin bir konu yok burada. Anlaşılmaz ruh halleri var.
Nuran'ın eski kocası, Zampara Fahir dışında kimseyi anlayamazsınız.Emma diye bir hayat kadının peşinden gidip Nuran'ı bıraktı. Ekmeğinin peşinde kaba bir tabirle. Onun dışında bütün karakterler gelgitli. Hep "neden?" diye soruyorsunuz. "Neden?"
Sevgili yazarımız da böyle durumlarda anlatma zahmetine girmiyor, neden böyle olduğunu okuyucunun tahayyülüne bırakıyor.
Sonuç olarak beni etkileyemedi. Bir "Halit Ayarcı" gibi giremedi kanımıza.
Ama ilerleyen zaman diliminde bir daha elime almayı, tekrar okumayı düşünüyorum. Belki sonra esere dair düşüncelerim değişir. Belki de kaçırdığım bir şeyleri bulurum. Belki de o zaman bu incelemeyi değiştiririm, kim bilir?
İyi okumalar, kitapla kalın.