Hayvanları gerçekten seviyor muyuz? Onlara gereken değeri ve özveriyi sevgimizle gösteriyor muyuz? Kitabı okudukça kafamda sürekli dönüp dolaşan iki soruydu bunlar. Bu dünyanın sadece biz insanlara ev olmadığını bizimle birlikte bir sürü canlıya ev sahipliği yaptığını hatta ekosistemin onların sayesinde işlediğini tam ama tam anlamıyla kavrayıp, anladığımız zaman yaşadığımız dünyanın bencilce bize ait olmadığını, daha güzel bir hale getireceğimizi düşünüyorum. Anna Sewell 18.yüzyılda dünyaya gelmiş oldukça naif, kibar ve aşırı duyarlı, hassasiyetli biri. Ailesi onu başkalarını düşünmeyi, herkese nezaket ve saygı göstermeyi ilke edinen Quaker geleneğine göre yetiştirdiğinden karakterinin oluşumunda ve empati duygusunun gelişiminde oldukça büyük rol oynamış. Ancak kendisi 14 yaşında bir kas hastalığına yakalanarak kısmen yatalak olmuştur. Bu dönemde kendisi seyahatlerini küçük iki tekerlekli arabasını çeken at ile gerçekleştirmiştir. Siyah İnci kitabını da esin kaynağı da hayvanlara eziyet edilmesine özellikle o dönemin iğrenç bir moda akımı olan koşum atlarına sabit mengene kayışı takılmasına karşın büyük mücadeleler vererek farkındalık oluşturmak adına ve hastalığının ölümcül olduğunu öğrenmesiyle son beş yılında yazdı. Tek kitabı olan Siyah İnci yayımlandığı dönem büyük ilgi ile karşılanmıştır. Romanın konusu Siyah İnci isminde bir atın taylığından başlayıp, yetişkinliğinin ilerleyen dönemine kadar olan süreyi onun ağzından okura anlatıyor. Belli sebeplerden el değiştirerek yeni sahiplerinin yaklaşımlarını, arkadaşlıklarını okurken aynı zamanda dönemin hayvanlar üzerinde eziyet derecesindeki moda denilen inanılmaz şeyleri de sunarak hayvanlara yapılan eziyetleri de okura sunuyor. Okurken bazı yerlerde çok duygulandığım bazı yerlerde ise öfkeden çıldırdığım birçok an oldu. Dilsiz oldukları için yaşadıkları sıkıntıları, dertleri bize anlatamadığı; tek işlerinin hizmet etmek ve sürekli çalışması gerektiği düşünülerek hem fiziksel hem psikolojik olarak birçok eziyete maruz kaldıklarını görüyoruz. Ancak daha da acı olanı 18.yüzyıldan günümüze gelindiğinde insanların daha da acımasızlaştığını ve vahşileştiğinin bir kez daha farkına varmak oldu. Oysaki küçük bir sevgi ile kalplerini insanlara açan, onlara dost olan canlılar. Anna Sewell kısacık ve hastalıklı yaşamı boyunca ona büyük yardımı dokunan dostu olan atlara karşı yapılan eziyetlere karşı büyük mücadeleler vermiş savaşçı biri. Kitabını da oldukça sade bir dille yazmış, akıcı bir şekilde de kolayca okunmaktadır. Farkındalık oluşturmak için yazdığı bu kitabının herkes tarafından okunmasını çok ama çok isterim. Dünyaya bir de onların gözünden bakmak belki bir şeyleri değiştirmemize öncülük eder.

Siyah İnciAnna Sewell · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168,7bin okunma

·

1.458 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.