Yazı, toplumsal varoluşun belirlenimlerini, kısıtlamalarını ve sınırlarını yıkar: Toplumsal bakımdan var olmak, toplumsal yapı içinde belli bir mevkie sahip olmak ve özellikle söz alışkanlıklarıyla zihin düzenekleri biçiminde bunun belirtilerini taşımak, ayrıca topluluklara katılmak, bunları desteklemek ve bunlarca desteklenmek kısaca bunlara bağlanmak ve yükümlülükler, borçlar, görevler, özetle denetimler ve zorunluluklar biçiminde varlıklarını kabul ettiren bu nesnel, geçirimsiz, sürekli toplumsal ağlarla çevrili olmaktır.