Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Göçebe Bellek

Göçebe Bellek
@Fluxus
Goodbye to Language Jazz guitar/ Classical guitar, Piano
Yüksek Lisans
İzmir
453 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Heidegger ünlü Hümanizm-Mektubu'nda şöyle yazıyor: Ama eğer insan bir kez daha Varlığın [Sein] yakınına gel­mek istiyorsa, öncesinde isimsiz olarak var olmayı öğrenmek zorundadır.
Reklam
Bahçemde korunmaya son derece muhtaç bitkilerim var. Onlara sıcaklık vermek istiyorum. Sevgi, ihtimam göstermektir aynı zamanda. Bir bahçıvan aynı zamanda bir aşıktır.
Güzel kızın baştan çıkarma gücü, sahip olduğu doğal gü­zellik, baştan çıkarıcının ustalıklı dramaturjisi ve stratejisi tarafından kurban edilmek ve harap edilmek zorundadır. Psikoloji, ruh [Seele] ve öznellik olmadan da kendini belli edebilen baştan çıkarıcının sanatı, güzel kızın doğal baştan çıkarma gücünü alteder. Baştan çıkarıcı, kendini baştan çı­karmanın ritüelvari sürecine adayan bir kurban vericidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
(...) Ah, benim güneşim değilsiniz siz! Gidin başka yüzlere bakın! Evet, bu yakınlarda üç güneşim vardı; Ama en iyi ikisi battı. İşte şimdi üçüncüsü de batıyor arkalarından! Karanlık bana iyi gelecek.
Günümüzde zaman, çalışma zamanı olarak totalize edilmiş durumda. Artık şölen kalmadı. Bu yüzden de zaman her zamankinden daha geçici.
Reklam
Her bir sözcük, her bir isim Nietzsche için bir emirdir: Se­nin adın bu olsun! Buna göre isimler kelepçedir. İsim koy­mak güç uygulamaktır.
Nietzsche isim vermeyi güç uygulamak olarak görüyordu. Egemen olan "her bir nesneyi ve olayı bir sesle damgalıyor ve böylece onu adeta mülkiyetine alıyor". Buna göre dilin kaynağı "hükmeden kişinin gücünü dışavurmasıdır." Dil­ler "nesnelerin en eski sahiplerinden geri kalan seslerdir.
Onlar (hayvanlar ve bitkiler) bir zamanlar olduğumuz şeydi; onlar yine olacağımız şeydir. (...) Friedrich Schiller
Belki de ölümlü olmamız, topraktan kopuk olmamızın, serbestçe dolaşabilmemizin, kendi ayaklarımızın üzerinde durabiliyor [selbst-standig] olmamızın ağır bede­lidir. Özgürlük, aynı zamanda ölümlülüktür.
Her şey yaşlanıyor ve yeniden gençleşiyor. Biz neden doğanın bu harikulade döngüsünün dışındayız? Yoksa bu bizim için de geçerli mi?
Reklam
Novalis romantizmi şöyle tarif eder: Değersiz olana yüksek bir anlam, alışıldık olana esrarengiz bir hava, bilindik olana bilinmeyenin gizemini, sonlu olana sonsuz bir gôrünüş [Schein] verirsem, onu romantikleştirmiş olurum.
Heidegger
Ölümlüler, gökyüzünü gökyüzü olarak kabul ettikleri sürece hayatta kalabilirler. Güneşi ve ayı yörüngelerinde, yıldızları rotalarında, mevsimleri bereketliyse bereketli, kıtlıksa kıtlık halinde bıraksınlar, geceyi gündüze ve gündüzü telaşlı bir huzursuz­luğa dönüştürmesinler.
Doğaya dair düşünmek öznenin kendini konumlandırma ina­dını yener: "Gözyaşları süzülüyor, işte yeniden yeryüzüne ai­dim!"
Yeryüzü, Adorno'ya göre kendini mutlak kabul eden öznenin karşı kutbudur. Özneyi kendi tutsaklığından kurtarır.
Biz yeryüzüne cennetin çiçeklerinden biri, Ve cennete hayatın sonsuz bahçesi dedik. Friedrich Hölderlin, Hyperion
3.208 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.