Cenab, memleketleri farklı iki şair olarak
Fuzûlî ve Nef'î'yi ele alır. Ona göre Bağdatlı Fuzûlî’nin rehaveti, ruhundan kendi kendine hasıl oluyor gibidir. Nef'î'nin üslubunda da
bir hararet var fakat bu hararet, kış sabahlarında deniz üstünde dolaşan balıkçıların çırpına çırpına elde ettikleri hararet gibi, kalbin heyecan ve halecanıyla, cebr ve hareketle bulduğu bir sıcaklıktır ki tabii olarak yok olacaktır: Hayallerinin bütün sıcaklığını kasidelerine sarf eden Nef'î bir gazel yazmak istediği zaman ruhunu yorgun, normal hâline dönmüş, âdeta soğuk buluyor; yazdığı gazel dağ tepesinden kopmuş bir çığ parçası gibi soğuk oluyor.