Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mehmet Akif - Muallim Vahyi
" Bir uzun yaz günüydü. Üstadla biraz dolaşmağa çıkmıştık. Karacaahmed'e geldik. Mezarlıklar arasındaki caddeden yukarıya vurmuştuk. Şimdi burada yatanlar bir zaman ne emeller, ne hayallerle yanıp yakıldıklarını, er geç bizim de bir gün başlarımızın ucuna birer taş dikileceğini konuşuyorduk. Üstad: - 'Baki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş,' dedi. -Öyledir hazret, dedik; senin Safahat'ın var. Senin için gam yok. Fakat bizler için... - Yok yok, Vahyi, kazın ayağı öyle değil. Safahat sanki bir eser mi? Ben hiç olmazsa Sadi'nin Gülistan'ı gibi bir eser bırakmalıydım. Mukaddimesinde dediğim gibi, Safahat benim aczimin, giryemin ifadesidir. - Hazret, bir hakikat karşısında tevazuun yeri yoktur.
Sayfa 113 - Kapı Yayınları DenemeKitabı okudu
·
126 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.