Kitapla ilgili yeterince inceleme olduğunu göremediğim için detaylı bir açıklama yapmak istiyorum. Kitap üç bölümde üç nesil kutup ayısı üzerinden konuyu ele almaktadır. İlk bölümde anlatıcı büyükanne ayı, ikinci bölümde anne ayı Toska’nın bakıcısı Barbara, üçüncü bölümde ise yazardır. Genel olarak kişiler ve hayvanlar arasındaki geçiş oldukça başarılı, hatta o denli başarılı ki anlatıcının kim olduğunu yakalayamıyor ve metinden kopuyoruz. Hikâye genel olarak Soğuk Savaş Dönemi’nde ele alınıyor ve Doğu Bloğu Ülkeleri ile diğer ülkeler arasındaki düşünce farklılıklarını da yansıtıyor. Örneğin Toska’nın Doğu Almanya’da doğan siyahi bir ayı olarak Paris’te yasayan beyaz ve yakışıklı bir ayıya asık olması rolünü reddetmesi buna bir örnektir. İlk bölümde büyükanne ayının gerek bir hayvan olarak yerinden edilmesi, gerekse yazar kimliği ile yayıncı, dergici vb. tarafından sömürülmesini gözlemlemekteyiz. Bakıcısı İvan olduğu için anadilinin Rusça olması ve bu durumu kabullenerek kendini “unuttun mu dişi annelerin zamanı geçti” diyerek teselli etmesi beni oldukça etkiledi. İkinci bölümde çok kayda değer şeyler bulamadığım için üçüncü bölüme geçiyorum. Knut da tıpkı ananesi gibi bakıcısı Mathias tarafından büyütülüyor, bu nedenle de anadili Almanca oluyor. Aslında bu iki örnek de memelilerde annelik kavramına ışık tutuyor. Kitapta altı çizilen diğer bir kavram ise perspektif ve bakış acısı farklılığıdır. Bakıcısı Mathias ile burundan selamlasan Knut onun burnu kuru olduğunu düşünüyor, öyle ya hayvanların burnu kuru ise hastadır; halbuki biz insanoğlunun burnu ise hastayken ıslaktır. Kitap sirk kültürü, sömürü, esaret, yalnızlık, vatan ve aidiyet, annelik gibi birçok kavramı ele alan başarılı bir eserdir, ancak okuyucunun metinden kopuşu ve hikayenin neresinde olduğunu anlaması acısından oldukça zorlayıcıdır. Kanaatimce bu eser herkese hitap eden bir kitap değildir. Alt metinleri yakalamak için belli bir okuma tecrübesi gerekmektedir, o nedenle tavsiye ettiğim bir eser değildir.

Bir Kutup Ayısının AnılarıYoko Tawada · Siren Yayınları · 2018108 okunma

·

205 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Burak İpek