Çocuklar için yazılmış olan Jane Eyre’ i okudum fakat orijinalini de merak etmedim değil çünkü çok duygu yüklü bir kitaptı. Her bir karakterin en derin hallerini de en yüzeysel hallerini de hissedebildiğimiz bu kitapta Charlette Bronte’un kalemine hayran kaldım. Betimlemeleri, insan ruhuna işleyen incelikleri duygu tanımlamaları ve karakterlerin tahlilleri... Hepsine bayıldım. Jane öksüz ve yetim bir kızdır, dayısının yanına yerleştikten sonra dayısı ölür ve acımasız yengesi ve kalpsiz 3 çocuğuyla deyim yerindeyse başı devamlı belaya girer. Jane’i yatılı okula yazdırmaya karar verirler, Jane öğrenimini tamamlar ve öğretmen olur. Asıl olay bundan sonra başlıyor kitapta, öğretmen olduktan sonra işini yapmak aracıyla gittiği konağın sahibine aşık olur. Ama o ne aşk öyle? Tam bir klişe film konusu değil mi? Ama değil işte. Hiçbir bölümü, hiçbir kişisi insanı sıkmıyor bu kitabın. Hatta her bir sayfasını merakla çeviriyorsunuz. Kitabın bundan sonrasını anlatmak okuyacak kişilere haksızlık olur.Biraz da kitabın altta yatan mesajlarına bakalım biz. İngiltere’nin Victoria dönemi denilen bir dönemi varmış ve bu dönemde kadınlar ev işi, çocuk, yemek, dikiş, nakış gibi kadınlara yakışacak işlere yönelmeliymiş. İşte Jane o döneme göre, adeta bir başkaldıran karakter konumunda bulunuyor. Dünyayı gezmek, görmek, okumak ve bir erkeğin kadına layık gördüğü elmaslar-pırlantalarla anılmak istemiyor! Çünkü kadının sadece bunlardan ibaret olmadığına inanıyor. Başarıyor da! Kitabı ilk kez yine o dönemleri anlatan Yeşilin Kızı Ann dizisinde duymuştum. Zira Ann ve Jane birçok bakımdan ikiz gibiler. Ann’in favori kitabıydı, izlediğimden beridir de okumak aklımdaydı. Çünkü ilham veriyor böyle diziler ve kitaplar bana. Tek kelimeyle bayıldım.

Jane EyreCharlotte Brontë · Epsilon Yayınları · 199931,7bin okunma

·

135 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Eyşi